Güneş Batıdan Doğarsa Ne Olur?

Ahirete İman

Güneş batıdan ne zaman doğacak? Güneş batıdan doğarsa ne olur? Kıyamet alametlerinden güneşin batıdan doğması ve bunun ardından gerçekleşecek hadiseler...

Güneş’in batıdan doğması, kıyâmetin en büyük alâmetlerinden biridir. Gök cisimleri, kâinat yaratıldığı günden beri çok ince ve hassas bir nizam içinde seyirlerine devam etmektedir.

Nitekim Cenâb-ı Hak da şöyle buyurmaktadır:

“Güneş ve Ay bir hesâba göre (hareket etmekte)dir.” (er-Rahmân, 5)

Hakîkaten Güneş ve Ay, ilâhî kudret ve azametin tecellîleri olarak semâda dönen iki hassas takvimdir. Bütün insanlık, o iki takvime göre vakitlerini tanzim ediyor. Öyle hassas bir takvim ki, bir saniye bile şaşmıyor, en ufak bir takdim-tehir yok.

Oysa günümüzün en ileri teknolojisiyle yapılan bir makine bile, bir müddet sonra eskiyor, ârızalanıyor, neticede kullanılmaz hâle geliyor. Nasıl bir ilâhî azamet tecellîsidir ki Güneş ve Ay, yaratıldıkları andan bugüne kadar saniye bile şaşmadan, kendilerine çizilen rotadan kıl kadar ayrılmadan seyr ü seferine devam ediyor.

Üstelik bu ince nizam, sadece Güneş ve Ay’a mahsus da değil. Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmede soruyor:

“O ki, birbiriyle âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allâh’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?” (el-Mülk, 3)

“Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.” (el-Mülk, 4)

GÜNEŞ NE ZAMAN BATIDAN DOĞACAK?

Kâinâtın yaratıcısı ve sahibi olan Allah Teâlâ, insanlığın dünya hayatına son vermeyi murâd ettiği zaman, yaratıp kurduğu bu hassas nizâmı, yine kendi irâde ve hesâbı dâhilinde bozacaktır. İşte o zaman Güneş batıdan doğacak, bunu gören insanlar Dünya’nın sonu geldiğini kesin olarak anlayacaklardır. Fakat artık tevbe kapısı kapanmış olacağından, bu idrâk edişin kendilerine hiçbir faydası dokunmayacak; iş işten geçmiş, fırsat elden kaçmış olacaktır.

GÜNEŞ BATIDAN DOĞARSA NE OLACAK?

Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Güneş batıdan doğuncaya kadar kıyâmet kopmaz. Güneş batıdan doğduğu zaman, insanlar onu görür ve hepsi toptan îmân ederler. İşte bu vakit, şu âyet-i kerîmede bildirilen vakittir:

«…Rabbinin bazı alâmetleri geldiği gün, önceden inanmamış veya îmânında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık îmânı bir fayda sağlamaz.» (el-En‘âm, 158)” (Buhârî, Rikāk, 40; Ahmed, II, 369)[1]

“Güneş batıdan doğmadan önce kim tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder.” (Müslim, Zikir, 43)

“Azîz ve celîl olan Allah, gündüz günah işleyenin tevbesini kabul etmek için gece rahmet kapısını açık tutar; gece günah işleyenin tevbesini kabul etmek için gündüz rahmet kapısını açık tutar. Bu hâl, Güneş batıdan doğuncaya kadar böylece devam eder.” (Müslim, Tevbe, 31)

Demek ki her şeyin kıymeti, zamanında yapılmasına bağlı. Mâdem ki kıyâmet bir gün muhakkak kopacak ve herkes dünyada yapıp ettiklerinden dolayı âhirette mutlakâ hesâba çekilecek, o hâlde yapmamız gereken şey bellidir: O da, hayat devam ederken günahlardan uzaklaşıp samimiyetle tevbe etmek, îmâna sımsıkı sarılmak ve sâlih amellerle, hayır-hasenât ile îmânımızı tahkim ederek onu âdeta yıkılmaz bir kale gibi sağlam hâle getirmektir.

Dipnot:

[1] Ayrıca bkz. Müslim, Fiten 140, Îman 248.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları