Güneş Kaç Yaşında?

Amerikalı bilim adamları, ilk kez dönüş hızlarından yıldızların yaşını hesapladıklarını idda ettiler...

Amerikan Astronomi Derneği'nin Seattle kentinde düzenlenen yıllık toplantısında sunulan ve "Nature" dergisinde yayımlanan çalışma, yaşlandıkça dönüş hızları yavaşlayan yıldızların yaşının yüzde 10 hata payıyla belirlenmesini sağlıyor. Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi araştırmacıları, 2009'da uzaya fırlatılan Kepler teleskobunun gönderdiği görüntülere kullanarak 1 milyar yaşındaki yıldızkümesinde yer alan 30 yıldızın dönüş hızını ölçtü.

Araştırmacılar, geliştirdikleri yöntemi "soğuk yıldızlar" olarak adlandırılan gökcisimlerine uyguladı. Güneş büyüklüğünde ya da daha küçük olan "soğukyıldızlar", Dünya'nın da içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde en çok rastlanan gökcisimleri olarak biliniyor. Soğuk yıldızların büyüklüğü, kütlesi, parlaklığı ve sıcaklığı değişime uğramıyor. Araştırmayı yöneten Soren Meibom, "Soğuk yıldızlar, sokak lambalarına benziyor ve galaksimizin en yaşlı bölgelerine bile ışık tutuyor. Soğuk yıldızlar, gençken çok hızlı dönüyor. Dönüş hızları, yaşlandıkça azalıyor" dedi.

GÜNEŞ 4,6 MİLYAR YAŞINDA

Üzerinde büyük lekeler bulunan genç yıldızların yaşını belirlemenin daha kolay olduğunu belirten Maibom, "Yaşlı yıldızlarda hem daha az hem de daha küçük lekeler var. Bu da yıldızların yaşını belirlemeyi güçleştiriyor. Biz, Kepler teleskobunun kullandığı görüntüleri kullanarak 1 milyar yaşındaki, NGC 6819 yıldız kümesinde bulunan yıldızların dönüş hızını ölçtük. Bu kümedeki soğukyıldızlar, dönüşlerini 10 günde tamamlıyor. Bu yöntemle yıldızların yaşını yüzde 10 hata payıyla belirleyebiliyoruz" dedi.

Dönüşünü 26 günde tamamlayan Güneş, 4,6 milyar yaşında. Yıldızların yaşını belirlemek, astronominin en önemli sorunlarından biri kabul ediliyordu. Yıldızın yaşının dönüş hızına bakılarak belirlenmesi fikri, ilk kez 1970'lerde ortaya atılmıştı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

ALLAH KÂİNATI NEDEN 6 GÜNDE YARATMIŞTIR?

Allah Kâinatı Neden 6 Günde Yaratmıştır?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.