Güney Sudan’da Savaşın Kaybedeni Halk

Dünyanın en yeni ülkesi Güney Sudan, halkın üçte birini yaşadıkları topraklardan koparan yarısından fazlasını ise yardıma muhtaç hale getiren iç savaşın dört yılını geride bıraktı.

Dünyanın en yeni ülkesi Güney Sudan, halkın üçte birini yaşadıkları topraklardan koparan yarısından fazlasını ise yardıma muhtaç hale getiren iç savaşın dört yılını geride bıraktı.

Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit'in, Aralık 2013'te, yardımcısı Riek Machar'ı “darbe teşebbüsünde bulunduğu” iddiasıyla görevden almasının ardından başlayan savaşta, liderler kendi siyasi amaçları için mücadelelerini sürdürürken aradan geçen dört yılda savaşın tek kaybedeni halk oldu.

Savaşın büyüttüğü kabilecilik ve etnik düşmanlık halk arasındaki birlikteliği zedelerken geçen hafta imzalanan ateşkes anlaşması ile ülkede barış umutları yeniden doğdu.

7 MİLYON İNSAN YARDIMA MUHTAÇ

Birleşmiş Milletler (BM), gelecek sene 7 milyon Güney Sudanlının insani yardıma ihtiyaç duyacağının tahmin edildiğini ve ekonomik kriz sebebiyle halkı yine zor günlerin beklediğini bildirdi.

“GÜNEY SUDAN BARIŞ OLMADAN İLERİYE GİDEMEZ”

Güney Sudanlı genç yazar Robert Kwith yapılan anlaşmanın tam anlamıyla uygulanmadığı takdirde bir anlamı olmadığını belirterek, “Barış anlaşmasının imzalanması iyi ama kararlılık yoksa bu anlaşmanın işe yarayacağını düşünmüyorum.” diye konuştu.

Cuba Üniversitesi öğrencisi Akot Joshua de liderlerin atacakları adımlarla barış yönündeki kararlılıklarını göstermeleri gerektiğini söyledi. Joshua, “Bence liderler her zaman yaptıklarıyla örnek olmalı. Eğer anlaşma imzalıyorlarsa bu yolda ilerlemeliler ve insanlar da onların ne yaptıklarını örnek almalı ve onları takip etmeli.” dedi.

Öğrenci Mimi Moses ise “Liderlerin vatandaşları bölmekten vazgeçip, kabileciliği bırakmasını istiyoruz. Onlardan tek isteğimiz bizi birlik içerisinde tutmaları. Güney Sudan barış olmadan ileriye gidemez.” ifadesini kullandı.

7 MİLYON İNSANIN İNSANİ YARDIMA İHTİYACI VAR

BM, Güney Sudan'da gelecek sene uygulanması için hazırladığı insani kriz müdahale planında, 2018 yılında Güney Sudan’da yaklaşık 7 milyon kişinin gıda, barınma ve sağlık gibi alanlarda yardıma ihtiyaç duyacağının tahmin edildiğini açıkladı.

HALK HAYAT PAHALILIĞI İLE BOĞUŞUYOR

Ateşkes anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi halinde insani yardım geçişleri bir nebze olsun rahatlayacak olsa da durma noktasına gelen eğitim ve sağlık sisteminin gelecek sene de ülkenin en büyük sorunları olması bekleniyor.

BM'ye göre, savaşın beraberinde getirdiği ekonomik kriz ülke halkının en temel ihtiyaçlarına ulaşmasını bile zorlaştırıyor.

Ülkenin para birimi Güney Sudan poundu son üç senede büyük değer kaybederken, BM, başkent Cuba’da enflasyon sebebiyle birçok temel gıda maddesinin fiyatlarının ikiye katlandığını belirtiyor.

1,7 MİLYAR DOLARA İHTİYAÇ VAR

Ülkede salgınlarla mücadele devam ederken, sağlık tesislerinin yıkılması, sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar ve kamu çalışanlarının maaşlarını zamanında alamaması sebebiyle sağlık alanında düzenli hizmet verilemiyor.

İlaç ve profesyonel sağlık çalışanı temininde sıkıntı yaşayan Güney Sudan'daki sağlık tesislerinin sadece yüzde 22’si tam kapasite çalışabiliyor.

BM’ye göre Güney Sudanlıların 2018 yılında ihtiyaç duyduğu yardımın karşılanabilmesi için gereken miktar 1,7 milyar dolar.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.