Günyüzüne Çıkartılan 300 Hüsn-İ Hat Eseri Sergileniyor

İlk defa sergilenen eserler arasında Hicri 3. yüzyıla ait Kur'an-ı Kerim öne çıkıyor.

Osmanlı döneminde iç hazineyi ve mücevherleri korumakla görevli ‘ehl-i hiref' denilen zanaatkarların yetiştirildiği Hazine Koğuşu, 9 yıl aradan sonra Hüsn-i Hat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Padişahlara ve Osmanlı'nın ünlü hattatlarına ait 300 seçkin eser modern müzecilik kriterlerine uygun olarak Hazine Koğuşu'nda sergileniyor. Öte yandan ilk defa sergilenen eserler arasında Hicri 3. yüzyıla ait Kur'an-ı Kerim de öne çıkıyor.

detail-photo-fancybox-0

Topkapı Sarayı'nın abide yapılarından Hazine Koğuşu 9 yıl aradan sonra Hüsn-i Hat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Osmanlı döneminde iç hazineyi ve mücevherleri korumakla görevli ‘ehl-i hiref' denilen zanaatkarların yetiştirildiği Hazine Koğuşu, Enderun avlusunda bulunuyor. Galeride, Milli Saraylar koleksiyonundan seçilen 300 nadide eser yer alıyor. Modern müzecilik kriterlerine uygun olarak düzenlenen ve iki katlı galeride ilk defa sergilenen eserler arasında Hicri 3. yüzyıla ait Kur'an-ı Kerim öne çıkıyor. Padişahlara ve Osmanlı'nın ünlü hattatlarına ait seçkin eserler, ziyaretçileriyle buluştu. Sergide Sultan 3. Ahmet, Sultan Abdülmecid, Sultan 2. Mahmud, Sultan 4. Murad ve Sultan Abdülaziz'in hat levhaları bulunurken, aynı sergide dönemin ünlü hattatlarından Hafız Osman, Hasan Çelebi, Ahmed Rakım Efendi'nin de eserleri yer alıyor.

detail-photo-fancybox-1

“Hatların bazıları padişahların kendi el yazmalarıdır”

Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Hazine Koğuşu'nun restorasyonu tamamlandı. Hazine Koğuşu'nda Topkapı Sarayı envanterinde bulunan yaklaşık 3 bine yakın bulunan hat eserlerinden 300 tanesini orada sergiliyoruz. Hazine Koğuşu'nda hat levhaları bunun yanında yine bizim Topkapı Sarayı'nda bulunan el yazmaları ki bunların başında çok önemli olan Kuran-ı Kerim'ler gelir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki yeryüzünde elle yazılmış olan Kuran-ı Kerim'lerin birinci nüshaları ve en nadirleri Topkapı Sarayı'nda bulunmaktadır. Bunları da yine orada sergiliyoruz. Hem hat eserleri hem el yazmaları bunların içinde hatların bazıları padişahların kendi el yazmalarıdır. Çünkü padişahlar şehzadelik dönemlerinde çok yoğun bir eğitimden geçiyorlar. Dil, hat, sanat öğreniyorlar. Devlet yönetiminin yanında bunları da öğrendikleri için ürünlerini ortaya çıkarıyorlar. Bunları da biz bugün Hazine Koğuşu'nda sergiliyoruz. Topkapı Sarayı ile özdeşleşen tabii ki bir de hazine var. Hazine de aynı şekilde Hazine-i Hümayun denir. Padişahın şahsına ait hazinedir. Bu koleksiyonda yaklaşık 10 bine yakın eser var daha önceden 120'ye yakın eser sergileniyordu biz şuan da bin 100 eser sergiliyoruz. Bununla kalmayacağız zamanla inşallah artırarak sürdüreceğiz. Çünkü bizim temel hedefimiz Topkapı Sarayı'nda bulunan yaklaşık 200 bine yakın eserin sergilenebilir nitelikte olanlarını sergiye çıkarmak ve saraya gelen ziyaretçiyle buluşturabilmektir. Bunların ekseriyetini gerek sarayın Enderun bölümünde gerekse Topkapı Sarayı'nın içinde yer alan darphane bölümünde büyük bir kısmını sergileyeceğiz” ifadelerini kullandı.

detail-photo-fancybox-2

detail-photo-fancybox-3

detail-photo-fancybox-4

detail-photo-fancybox-5

detail-photo-fancybox-6

detail-photo-fancybox-7

detail-photo-fancybox-8

detail-photo-fancybox-9

detail-photo-fancybox-10

detail-photo-fancybox-11

detail-photo-fancybox-12

detail-photo-fancybox-13

detail-photo-fancybox-14

detail-photo-fancybox-15

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.