Guslü Geciktirmek ile İlgili Hadisler

Guslü geciktirmek günah mı? Cünüp olanın guslü geciktirmesi ile ilgili hadisler…

Guzayf bin Hâris radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Hz. Aişe’ye, Rasûlullah cünüpken akşamdan mı? Yoksa sabaha yakın mı yıkanırdı? Sen nasıl gördün? Diye sordum. Hz. Aişe de:

Bazı kere akşamdan, bazı kere de sabaha yakın yıkanırdı, dedi. Ben de:

Allah büyüktür, işlerde genişlik veren Allah’a hamd olsun dedim. Ben:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vitri, akşamdan mı kılardı, yoksa sabaha yakın mı kılardı? Nasıl gördün, dedim. Hz. Aişe:

Bazı kere akşamdan bazı kere de sabaha yakın kılardı, dedi. Ben:

– Allah büyüktür, işlerde genişlik veren Allah’a hamdolsun dedim. Ben:

– Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kur’an’ı açıkta mı, yoksa gizli mi okurdu? Sen nasıl gördün? Dedim. Aişe radıyallahu anha:

– Bazı kere açık, bazı kere de gizli okurdu, dedi. Ben:

– Allah büyüktür, işlerde kolaylık kılan Allah’a hamd olsun, dedim. (Ebû Dâvûd, Taharet, 90/226; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 57, s. 125, c. 1)

Hadisin Açıklaması

  1. Guslün akşamdan yapılmasının evla olduğuna, akşamdan yapılmayıp sabah namazından önceye kadar tehir edilebileceğine,
  2. Vitir namazının yatsıdan sonra kılınabileceği gibi, şafak atmadan önce de kılınabileceğine,
  3. Kur’an-ı Kerim’in hem açık olarak hem de gizli olarak okunmasının caiz olduğuna delalet eder

*

Ali bin Ebî Tâlib radıyallahu anhdan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “İçinde sûret, köpek ve cünüp bulunan eve melekler girmez.” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 90/227; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 80, n. 262, s. 141, c. 1; İbn-i Mâce Kitâb’ul-Libas, b. 44, n. 3649, s. 1203, c. 2)

Hadisin Açıklaması

Meleklerin insanlara yaklaşmayacağı durumlar şunlardır:

  1. Duvarlara oyulmuş resimler, figürler canlı şekilleri,
  2. Elbiselere nakşedilmiş canlı resimleri,
  3. Sergilere kırlent ve yastıklara nakşedilmiş canlı resimleri,
  4. Canlı hayvan sûretleridir. Cansız eşya ve manzara sûretleri bu hadisin manâsından dışta kalır,
  5. Vesikalık yarım sûretler, üstü kapalı olursa zaruret dolayısiyle inşaallah bu hadisin şumûlünden dışarıda kalır,
  6. Uzak duran meleklerden maksad rahmet ve bereketle inen meleklerdir. Hafaza melekleri ise biraz uzak dursalar da insandan ayrılmazlar.
  7. Köpek bekçilik için beslenirse bu hadisin şumulüne girmez,
  8. Cünüpten maksat cünüplüğü âdet haline getiren, namaz vaktini cünüp olarak geçiren kimsedir. Yoksa akşamdan cünüp olup yıkanmayı sabah namazından önceye tehir eden kimse değildir. (Meâlim-üs-Sünne c. 1, s. 153), Avnü’l Mabud, c. 1, s. 90)

*

Aişe radıyallahu anha dedi ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cünüp iken suya el sürmeden uyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 90/228; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 87, n. 118, c. 1, s. 202; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, c. 1; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 98, n. 581, s. 192, c. 1)

Hadisin Açıklaması

Bu hadis-i şerif cünüp olan kimsenin uyumak istediği vakit abdest almasının el, etek ve ağzını yıkamasının farz olmadığına delâlet eder. Yukarıda da geçtiği gibi en faziletlisi yıkanmak, sonra abdest almak, sonra el etek ve ağzı yıkayıp uyumaktır.

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

CÜNÜPKEN UYUMAK, YEMEK YEMEK VEYA SU İÇMEK CAİZ Mİ?

Cünüpken Uyumak, Yemek Yemek veya Su İçmek Caiz mi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.