Güvenlikçi Olarak Girdiği Kütüphanede “Kitap Kurdu” Oldu

Diyarbakır Ziya Gökalp Yazma Eser Kütüphanesi’nde 8 yıl önce güvenlikçi olarak işe giren İbrahim Yiğit, ilk günlerde merak dolayısıyla raflardaki tarihi kitapları incelemeye başladı. Yiğit, zaman içerisinde kütüphanenin müdavimi oldu.

Diyarbakır Ziya Gökalp Yazma Eser Kütüphanesi’nde güvenlikçi olarak çalışan İbrahim Yiğit, tarih kokan sayfaların tutkunu oldu.

Tarihi Sur ilçesinde Ulu Camisi Külliyesi girişinde misafirlerini karşılayan Mesudiye Medresesi, ev sahipliğini yaptığı yazma eser kütüphanesiyle zamanda yolculuğun kapılarını aralıyor.

Aralarında İbn-i Sina”nın bin yıl önce yazdığı “Urzucet Fi’t-Tıb”ın da yer aldığı binlerce el yazma eserin yer aldığı kütüphane, okurlar için eşsiz bir hazineye ulaşma imkanı sunuyor.

Bu kütüphanenin müdavimleri arasında en dikkat çeken kişilerden biri ise tarihi medresenin güvenlik görevlisi İbrahim Yiğit. İşe başladığı ilk günlerde merakı dolayısıyla raflardaki el yazma eserlerin tıpkı basımlarını incelemeye başlayan Yiğit, okuduklarından çok etkilendi.

Kısa sürede merakı tutkuya dönüşen Yiğit, zaman içerisinde kütüphanenin müdavimleri arasında yer aldı. Güvenlikçi Yiğit, izin günlerinde zamanının büyük kısmını tarihi mekanda kitap okuyarak geçiriyor.

Kitap okumayı “yürek işi” olarak nitelendiren Yiğit, her ay maaşının bir kısmıyla kitap alıyor.

HEM İŞ YERİ HEM OKUL

İbrahim Yiğit, kütüphanenin kendisi için hem iş yeri hem de okul olduğunu söyledi. Yiğit, kütüphanede çalışmasının kendisi için çok büyük bir şans olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

“Mesai saatlerinin dışında dahi kütüphaneden ayrılmıyorum. Buradaki eserleri okuyup, araştırabiliyorum. Erken gelip buradaki kitaplardan istifade ediyorum, mesai saati gelince görevime başlıyorum.”

“BURASI BENİM İÇİN BİR LİMAN”

Çalışmaya başladığında ne kadar şanslı bir insan olduğunun farkına vardığını, kitaplarla iç içe bir yerde iş başı yaptığını aktaran Yiğit, kütüphanedeki Kadı Beyzavi”nin “Tevalihul Envar” ile Şehlistani”nin “El-minel vel Nihal” eserlerinden çok etkilendiğini söyledi.

“OKUMAK KALP İŞİDİR”

Kitap okumanın önemine değinen Yiğit, şunları dile getirdi:

“Her ay maaşımın bir kısmını kitap için ayırıyorum. Benim ihtiyaç listemin içerisinde her zaman kitap da yer almıştır. Boş vakitlerde değil, kişinin feragat ederek kitaba vakit ayırması gerektiğini düşünüyorum. Ben lise mezunuyum, üniversite okumadım. Okumak kalp işidir.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.