Güzel Ahlâk Hakkında Hadis-i Şerifler
Hadîs-i şerîfde buyurulmuştur: “Nâs, Hak Teâlâ hazretlerinin ıyâlidir. Allah Teâlâ ve tekaddes hazretlerine halkın en ehabbi (sevgilisi) Hakk’ın ıyâline ihsan üzere olan kimsedir.”
MÜ'MİN MÜ'MİNİN KARDEŞİDİR!
Diğer bir hadîs-i şerîfde:
“Mü’min mü’minin kardeşidir. O’na zulmeylemez ve bir kimse mü’min kardeşinin hâcetinde sa’y ederse Allah Teâlâ hazretleri de o kimsenin hâcetini revâ eder. Ve bir kimse bir müslimin bir şiddetini tefric eylese Allah Teâlâ dahî onun yevm-i kıyamette şiddetlerinden birini tefric eder. Ve bir müslimi mesrur eden kimseyi Allah Teâlâ dahî mesrur eder.” buyurulmuştur. (Buhârî, Müslim)
Kezâ; “Bir kimse mü’min kardeşinin iânetinde oldukça Allah Teâlâ dahî onun avnindedir.” (Müslim)
MÜ'MİNLERE HİZMET ETMENİN ÖNEMİ
Binaenaleyh şükr-i Hudâ azze ve celle hazretlerini edâya gayretle kemer-i himmeti mahlûk-ı Hudâ’nın hâcetlerini edâya gayret edip, Hâlık’ın ıyâli demek olan mü’minlere hizmetkârlıkta bulunmayı ve hüsn-i huluk, talâkat-ı vecih ve muâmelâtında rıfk ve suhûlet eylemeyi rızâ-yı mevlâ-yı Hak celle ve alâ için vesîle ve sebeb-i necât-ı dâreyn ve vasıta-i terakkî-i derecât bilmek gerektir.
ÎMÂNIN KEMÂLE ERMESİNİN DELİLİ
Ve yine hadîs-i şerîfde:
“Îmân-ı kâmil sâhibi o mü’mindir ki hüsn-i huluk sâhibi olup, ehline lutfu ziyâde olur.” buyurulmuştur.
Yine hadîsi şerîfde:
“Tahkîkan abd (kul) hüsn-i hulkı sebebiyle âhirette derece-i azîmeye ve eşref-i menâzile baliğ olur. Halbuki onun ibâdet hali zayıftır. Ve yine abd sû-i hulkı sebebiyle derece-i süflâ-yı cehenneme bâliğ olur.” buyurul-muştur.
GÜZEL AHLÂK HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER
Diğer hadîs-i şerîflerde:
- Hüsn-i huluk hatâyı izâle eder, su kiri izâle eylediği gibi. Sû-i huluk da ameli ifsâd eder, sirkenin balı ifsâd eylediği gibi.
- Allah Teâlâ refîktir. Her kârda (işde) rıfk eylemek mahbûbudur.
- Âgâh olun ki nâra haram olup ve nâr dahî kendisine haram olan kimseyi size haber vereyim: Her şahıs ki heyyin ve leyyin ola, ona nâr haramdır.
- Tahkîkan abd hilmi sebebiyle sâim ve kâim olan kimsenin derecesini idrâk eder.
- Akab-i gadabda hilmeden kimseye Allah Teâlâ’nın muhabbeti vacib oldu.
- Âgâh olun ki derecâtı ref etmeğe sebeb olan eşyayı size haber vereyim mi? Ashab-ı kiram dahî:
– Yâ Rasûlallah! Haber veriniz, dediklerinde.
– Mâlûmun olmayan kimseye hilmedip ve sana zulmeden şahsı afvedip ve seni mahrum eden kimseye ata edip ve senden munkatı olan zâta sen sıla edesin, yani bu ef’âldir.” buyurmuşlardır.
“Yeryüzünde bulunan fukâra ve zuafâya merhamet ediniz ki gökte olan melâike-i kirâm da size merhamet edip hakkınızda hayır dua etsinler.”
“Nâsa merhamet etmeyenlere Cenâb-ı Hak merhamet buyurmaz.”
ALLAH İÇİN BİRBİRLERİNİ SEVENLER
“Tahkîkan Cenâb-ı Allah için birbirini sevenler kıyamet gününde arş-ı ilâhî gölgesinde istirahatle mahzûz olurlar.”
ALLAH MÜ'MİN KARDEŞİNİN AYIBINI ÖRTENİ, KIYAMETTE AYIBINI ÖRTER
“Libas giydirerek mü’min kardeşinin avretini setreden kimsenin avretini Allah Teâlâ hazretleri yevm-i kıyamette setr eyler.”
“Mü’min mü’min için duvar gibidir. Birbirinden kuvvet alır. Filhakîka ne büyük hikmettir ki mü’-minler kemal-i ihlas ile ve muhabbatle yekdiğerine rabt-ı kalb edince maddî ve mânevî zuhûru melhuz olan şürûr-ı azabdan mâsun ve mahfûz olur.”
Kaynak: Ramazanoğlu Mahmud Sâmi, Musahabe-4, S. 53-56