Güzel Konuşmanın Şartı
Kelâmî bir mûcize olan Kur’ân’a muhâtap kılınan Müslümanların, onun ahlâkıyla ahlâklanması ve onun kelâmî güzelliklerine yaklaşmaya çalışması lâzımdır.
Sözün özü, insan dilinin altında gizlidir. Konuşması edepli olan kişinin kendisi de edeplidir. Öyleyse, konuşma edebine sâhip olabilmek için İslâm’ın emrettiği güzel ahlâka sâhip olmak gerekmektedir. Diğer bir ifâdeyle, kelâmî bir mûcize olan Kur’ân’a muhâtap kılınan Müslümanların, onun ahlâkıyla ahlâklanması ve onun kelâmî güzelliklerine de yaklaşmaya çalışması lâzımdır.
SÖZ OK GİBİDİR
Güzel konuşmak için, evvelâ dinlemeyi öğrenmek şarttır. Cenâb-ı Hak, çok dinleyip az konuşması için insana iki kulak, bir dil bahşetmiştir. Çok konuşmak, insanı kısa zamanda gözden düşürür. O hâlde az ve yerinde konuşmalı, ölçüyü kaçırmadan sükûnet ve teennî ile söz söylemelidir. Zîrâ söz, ok gibidir, ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönmesi mümkün değildir. Söylemeden önce sen ona hâkim iken, söyledikten sonra o sana hâkim olur. Yâni kendi sözünün mahkûmu durumuna düşersin. Söylenmeyen bir sözü her zaman için söylemek mümkündür, lâkin söylenen bir sözü de dâimâ müdâfaa etmek ve hesâbını vermek mecbûriyeti vardır. Söz vardır iş bitirir, söz vardır baş yitirir. Bunu Yûnus Emre Hazretleri ne güzel ifâde eder:
Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları