Habeşistan Muhâcirlerinin Dönüşü
Hayber Fethi’nin tamamlandığı sırada Habeşistan’ın on altı kişilik hicret kâfilesi Hazret-i Câfer’in başkanlığında Medîne’ye döndü. Kâfiledekiler, Rasûlullâh’ın Hayber’e gittiğini öğrenince, yollarına devâm edip Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e kavuştular. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Hazret-i Câfer’e önce:
“–Yaratılış ve ahlâk itibâriyle bana ne kadar benziyorsun!” buyurdular. Sonra Hazret-i Câfer’in alnından öperek:
“–Hayber’in fethi ile mi, Câfer’in gelişiyle mi sevineyim, bilemiyorum!” buyurdular. (İbn-i Hişâm, III, 414)
Câfer -radıyallâhu anh-, bu iltifât-ı nebevî karşısında heyecanlanarak vecde geldi. Sevincinden, mâsum bir çocuk gibi tek ayak üstünde Varlık Nûru Efendimiz’in çevresinde dönmeye başladı ve kendinden geçti.
Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Câfer -radıyallâhu anh-’ı bu hâlden menetmediler. Bu vecd hâli, bâzı tarîkatlerde takrîrî sünnet olarak kabul görmüş ve vecd hâline bir gerekçe addedilmiştir.
Şâir, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in muhabbeti ile dolu bu vecd hâlini ne güzel terennüm eder:
Eyleyen uşşâkı şeydâ dâimâ,
Tal’atindir yâ Rasûlallâh Sen’in!..
“Yâ Rasûlallâh! Âşıkları (mestedip) deli dîvâne eyleyen, (elbette) Sen’in (Hakk’ın aynası olan ve üzerinde sonsuzluk nûrunun lemeân ettiği mübârek) yüzünün eşsiz güzelliğidir...”
***
Habeşistan muhâcirleriyle birlikte Yemen kabîlelerinden olan Eş’arîler de Hayber’e gelmişlerdi. Bunlardan biri olan Ebû Mûsâ el-Eş’arî der ki:
“Biz Eş’arîler Yemen’de iken, Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in zuhûr ettiğini haber almıştık. Bunun üzerine kavmimizden 52 veya 53 kişi ile birlikte, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanına hicret etmek üzere yola çıktık. Yolda hava şartları bozulduğundan, gemimiz bizi Habeş Necâşîsi’nin ülkesine bıraktı. Orada, Câfer -radıyallâhu anh- ve yanındaki arkadaşlarıyla buluştuk.
Câfer -radıyallâhu anh-:
«–Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bizi buraya gönderdi ve bir müddet burada kalmayı bize emretti. Siz de bizimle birlikte kalın!» dedi.
Nihâyet oradan gemiye binerek yola çıktık. Hep birlikte Medîne’ye geldik. Hayber’i fethettiği sırada Allâh Rasûlü’ne kavuştuk. Peygamber Efendimiz bize de Hayber ganîmetinden pay verdi.” (Buhârî, Meğâzî, 38; Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 169)
KAYNAK: Osman Nuri TOPBAŞ, Hazret-i Muhammed Mustafa-1, Erkam Yayınları, İstanbul
YORUMLAR