Hac Suresi 16. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Hac Suresi 16. ayeti ne anlatıyor? Hac Suresi 16. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Hac Suresi 16. Ayetinin Arapçası:
وَكَذٰلِكَ اَنْزَلْنَاهُ اٰيَاتٍ بَيِّنَاتٍۙ وَاَنَّ اللّٰهَ يَهْد۪ي مَنْ يُر۪يدُ
Hac Suresi 16. Ayetinin Meali (Anlamı):
İşte biz Kur’an’ı böyle apaçık âyetler hâlinde indirdik. Şüphesiz Allah, dilediğini doğru yola erdirir.
Hac Suresi 16. Ayetinin Tefsiri:
Bazı
insanlar vardır, onların kalplerinde Allah’a gerçek bir iman ve tevekkül
anlayışı oturmamıştır. Tefekkür ve düşünce dünyaları karışıktır. İstikrarsız ve
istikametsiz bir hayat tarzı sürmektedirler. Allah hakkında doğru bir düşünce
üretemezler, bilakis sû-i zan beslerler. O yüce kudret sahibinin peygambere ve
mü’minlere yardım etmeyeceğini zannederler. Böyle bir karakter yapısına sahip
insana şöyle bir tavsiyede bulunulmaktadır:
“Bak!
Madem sen Cenab-ı Hakk’ın Peygamberine yardım etmesini istemiyorsun, halbuki bu
muhakkak olacaktır, o zaman göğe bir merdiven daya veya seni oraya ulaştıracak
bir vesile, bir vasıta bul. Böylece yerle gök arasındaki mesafeyi kat edip göğe
ulaş. Böylece Allah’tan Peygamberi’ne gelen yardımını ve vahyini oradan kesmeye
çalış. Bakalım bu uğraşın seni başarıya ulaştıracak; kızdığın şeyleri yok
etmeye yetecek mi?” (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIII, 16)
Tabi
ki bu adam, göğe çıkmasını sağlayacak bir vasıta bulamayacak, dolayısıyla göğe
de çıkamayacak, boşuna uğraşmış olacak. Bu imkânsız olduğu gibi, onun
Peygambere karşı olan kini ve öfkesi de boşa çıkmış olacaktır.
Ayete
şöyle meâl vermek de mümkündür: “Kim, Allah’ın dünya ve âhirette Rasûlü’ne
asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa, Allah ona yardım ettiğine göre artık o
kimse tavana bir ip atsın; diğer ucunu boğazına geçirsin; sonra da ayağını
yerden kessin! Şimdi bu kimse baksın: Acaba hilesi, öfke duyduğu şeyi, yani
Allah’ın peygambere yardımını gerçekten engelleyebilecek mi?” (Hac 22/15)
Anlaşıldığına
göre bu tip insan, Allah Teâlâ’nın, Peygamberine dünya ve âhirette yardım
etmesini istemiyor. Eğer ona yardım ettiğini görürse son derece öfkeleniyor,
çileden çıkıyor. Ayrıca Allah’ın, Peygamberine yardım etmeyeceğini sanıyor.
Onun bu zanda bulunması da kin ve hasedinden, Peygamberin dünya ve âhirette
ilâhî yardıma mazhar olmasını görmek istememesinden kaynaklanıyor. Halbuki
Allah’ın Peygamber’e yardımı öylesine kesindir ki onu istemeyenlerin hakkı,
kahrından kendi kendini idam etmektir. Bu sebeple böyle zanda bulunan adama
şunu yapması tavsiye olunuyor:
“Ey
böyle yanlış bir zan içinde bulunan ahmak adam! Madem sen Allah’ın Peygamber’e
yardım etmesini istemiyorsun, halbuki bu muhakkak olacaktır, o zaman sen bu
hayatta boşuna yaşama. Al eline ipi, onu tavana as, ucunu da boğazına bağla.
Sonra ayaklarını yerden kes, intihar et, öte dünyaya göç! Sonra öte dünyadan
bak bakalım, kurduğun tuzak, kızdığın şeyi giderecek mi? Yani din galip
gelmesin diye kurduğun hile, çevirdiğin desise, muhakkak olan o yardıma mani
olacak mı?” (Elmalılı, Hak Dini, V, 3388)
Halbuki
Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ’nın apaçık âyetler halinde indirdiği doğru bir
kılavuz, şaşmaz bir rehberdir. Ona iman eden ve bağlanan kişi, böyle bozuk
inançlardan, böyle faydasız zan, beklenti ve kuruntulardan kendini kurtaracak,
dünya ve âhiretin huzuruna erecektir. Nitekim Cenâb-ı Hak da mahşer günü
insanları soyu sopuna, boyu bosuna göre değil, göndermiş olduğu bu âyetlere
karşı göstermiş oldukları tavra ve ortaya koydukları iyi veya kötü davranışlara
göre değerlendirecektir:
Hac Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Hac Suresi 16. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR