Hadid Suresi 14. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Hadid Suresi 14. ayeti ne anlatıyor? Hadid Suresi 14. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Hadid Suresi 14. Ayetinin Arapçası:

يُنَادُونَهُمْ اَلَمْ نَكُنْ مَعَكُمْۜ قَالُوا بَلٰى وَلٰكِنَّكُمْ فَتَنْتُمْ اَنْفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْاَمَانِيُّ حَتّٰى جَٓاءَ اَمْرُ اللّٰهِ وَغَرَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ

Hadid Suresi 14. Ayetinin Meali (Anlamı):

Münafıklar mü’minlere: “Biz dünyada sizinle beraber değil miydik?” diye bağırırlar. Mü’minler de: “Evet, beraberdiniz! Fakat siz kendi başınızı belâya soktunuz. Mü’minlerin başına musîbetlerin gelmesini bekleyip menfaatinize uygun fırsatlar kolladınız. Sürekli şüphe ve tereddüt içinde bocaladınız. Allah’ın dîni nasıl olsa bir gün sönecek şeklindeki kuruntularınız sizi oyaladı durdu. Derken, Allah’ın ölüm emri geliverdi; böylece o çok aldatıcı olan şeytan, sizi Allah’ın affı ve rahmetiyle aldattı.”

Hadid Suresi 14. Ayetinin Tefsiri:

Mahşer günü münafıklar, mü’minlerin aksine karanlıklar içinde kalacaklardır. Mü’minlerden nur talebinde bulunacaklar; “Ne olur, bizi bekleyin, bizim tarafa şöyle bir yönelin de nurunuzdan istifade edelim” diye yalvaracaklar. Fakat bu istekleri sonuçsuz kalacak. Hatta pişmanlıklarını daha da artırmak için ya melekler veya mü’minler tarafından, alayvârî ve azarlayıcı bir edayla, kendilerine tekrar dünyaya dönmeleri, eğer mümkünse gidip orada nur aramaları söylenecektir. Yahut, yine onlarla eğlenmek maksadıyla, arkalarını kuşatmış olan karanlıktan medet ummaları tavsiye edilecektir. Geriye döndüklerinde ise mü’minlerle kendi aralarına bir set çekilecek. Bu setin sadece bir kapısı olacak. Mü’minler bu kapıdan cennete girecekler, münafıklar ise kapının dışında kalacaklar. Kapının veya setin iç tarafı cennettir. Orada mü’minler için büyük bir rahmet tecellisi vardır. Dış tarafı ise cehennemdir. Orada münafıklara müstahak oldukları azap ulaşacaktır.

Münafıkların böyle fecî bir âkıbete uğramalarının sebepleri şunlardır:

Dünyada zâhiren “inandık” derler, mü’minlerle beraber bulunurlardı. Fakat kalplerinde nifak ve küfür vardı. Münafıklık yaparak kendi başlarını belâya sokmuşlar, fitneye düşürmüşler ve kendi kendilerini helake sürüklemişlerdi.

Peygamberimiz (s.a.s.)’in ve mü’minlerin başlarına bir musibetin gelmesini beklemişlerdi. Bir taraftan kendi menfaatlerini korumak, bir taraftan da mü’minlere kötülük yapmak için fırsat kollamışlardı.

Peygamber ve Kur’an hakkında hep şüphe içinde olmuşlar, bir türlü iman kalplerine yerleşmemişti.

Peygamber (s.a.s.) tebliğinde muvaffak olamayacak, İslâm yayılıp hâkim duruma gelemeyecek diye boş temenni ve kuruntularla kendilerini aldatıp durmuşlardı. Şeytan onları Allah’ın affı ve merhametiyle aldatmış, sonunda ölüm gibi her şeyi bitiren musibetle karşılaşmışlardı.

Öyleyse mü’minler bütün nifak hallerinden uzak durmalı ve özellikle gelen âyette yer alan uyarıya iyi kulak vermelidirler:

Hadid Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Hadid Suresi 14. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...