Hadisçiler Sadece Senedle mi Meşgul Oldu?
Hadisçiler sadece senedle mi meşgul olmuşlardır? Hadis ilimleri nelerdir? Hadislerde sened ve metin...
Sünnet’e ait bilgi ve belgeler demek olan hadislerin, sened ve metin denilen iki ana bölümden meydana geldiğine yukarıda işaret etmiştik. Bu belgelerin gerçekten Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- tarafından söylenmiş sözleri veya işlenmiş fiilleri bize yansıtıp yansıtmadığını anlamak için yapılması gereken iş, bu bilgileri bize nakleden kişilerin güvenilirlik açısından tetkik edilmesidir. Bir başka ifade ile, hadis râvilerinin niteliklerinin araştırılmasıdır.
HADİSÇİLER SADECE SENEDLE Mİ MEŞGUL OLDU?
Râviler, her hadisin senedinde isimleri zikredilen kişilerdir. Hadisçiler, bu kişilerin durumlarını en küçük ayrıntısına kadar bilimsel usullerle araştırmak suretiyle verdikleri haberler ve rivayet ettikleri hadisler konusunda kanaat edinmeye ve bu kanaatlarını da özel terimlerle ifadelendirmeye fevkalâde önem vermişlerdir.
Bir başka deyimle, haber kaynaklarını araştırmak suretiyle o kaynaklar aracılığı ile kendilerine ulaşan haberlerin sıhhatini tesbite yönelmişlerdir. Bu konuda gerçekten hayranlık uyandıracak ilmî usuller geliştirmişlerdir. Genel bir tavır olarak da senedin durumunu açıklamayı, hadis metninin sağlamlık derecesini belirtmek için yeterli görmüşlerdir. Bu konudaki çalışma yoğunluğunu dikkate alan bazı kimseler, hadisçilerin sadece senedle meşgul olup hadislerin metinleriyle ilgilenmediklerini sanarak onları suçlamaya kalkmışlardır.
Hadisçilerin senedlere özel bir önem verdikleri doğrudur. Ancak bu, onların metin tenkidi ile hiç meşgul olmadıkları anlamına gelmez. İç tenkid veya metin tenkidi konusunda da geliştirilmiş özel bilim dalları bulunmaktadır. Meselâ, hadis metinlerinde geçen anlaşılması zor kelimeleri konu edinen Garîbü’l-hadis ilmi, hadislerin anlaşılmasını kolaylaştıran “Hadislerin vürud sebepleri ilmi”, “Nâsih-mensuh ilmi”, birbirine mâna bakımından zıt gibi görünen hadisleri tetkik eden “Muhtelifü’l-hadis ilmi”, Allah Teâlâ’nın sıfatlarıyla ilgili kelimeler ihtiva eden hadisleri inceleyen “Müşkilü’l-hadis ilmi”, muârızı olmayan hadisleri ifade eden “muhkem” gibi terimler doğrudan doğruya ve sadece hadis metinleriyle ilgilidir. Ayrıca maklûb, müdrec, münker, musahhaf ve muallel gibi sened ve metin arasında müşterek olan terim ve bilimsel branşlar da söz konusudur.
Hadisçiler gerek sened gerekse metin tenkidinde tarih, psikoloji ve sosyolojiden yararlanmışlardır. Bir sözün uydurma olup olmadığını tesbit için dikkate aldıkları ölçüler, hadisçilerin metin tenkidi konusundaki gayretlerinin en belirgin örneklerini oluşturmaktadır. Bu konular ve daha ilave edilebilecek olan hususlar ehlince bilinmektedir. (Geniş bilgi için bk. Muhammed Lokman es-Selefî, İhtimâmü’l-muhaddisîn bi nakdi’l-hadîs seneden ve metnen, Riyad l408/l987)
Hadisçiler, ilâhî vahye mazhar, cevâmiü’l-kelim özelliğine sahip bir peygamberin beyânlarıyla karşı karşıya olduklarını pek iyi biliyorlardı. Bu vasıfların sahibi bir peygamber, muhtelif sebeplerle çağdaşlarının anlayışları dışında kalacak sözler söyleyebilir, haberler verebilirdi. Buna mâni olacak herhangi bir şey söz konusu değildi. Kanun maddeleri gibi özlü sözlerle hukukî kâideler vaz edebilirdi. Sözleri mecâzî bir mâna ifade edebilirdi. İleride keşfedilecek bir ilmî hakikate işaret etmiş olabilirdi.
Bütün bunlardan dolayı hadisçiler, diğer kişilerin sözlerine uyguladıkları tenkidleri Hz. Peygamber’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hadisleri için tatbik etmekte ihtiyat göstermişler temkinli davranmışlardır. (Geniş bilgi için bk. Mustafa es-Sibâî, es-Sünne ve mekânetühâ fi’t-teşrî’i’l-İslâmî, s. 275-279)
Biz, hadisin sened ve metinlerini inceleme usullerinin tarihte bir benzerinin bulunmadığı ve bunun sadece Müslümanlara ait bir ilmî üstünlük olduğu görüşündeyiz.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları
YORUMLAR