Hafız Olmak İsteyenlere Tavsiyeler

Hafız olmak isteyen kişilerin dikkat etmesi gerekenler nelerdir? Hümeyra Güneş, aynı yollardan geçen birisi olarak hâfızlığa niyet eden kişilere dostça tavsiyelerde bulundu.

Hâfızlığa niyet eden güzel kardeşim…

Bu yollardan geçen birisi olarak hocalarımdan öğrendiğim ve kendi tecrübelerimle de te’yid ettiğim bazı hususları seninle de paylaşmak istedim.

Tâ ki, bu yollarda kendini yalnız hissetmeyesin. Uzun asırlardır tecrübe edilmiş bazı hakîkatleri rahatlıkla elinin altında bulasın ki, bir de kendin deneme-yanılma yoluyla vakit ve enerji kaybetmeyesin.

Kur’ân-ı Kerîm, Allâh’ın kelâmı… Onunla meşgul olmak, onu okumak, anlamak, ezberlemek, hayatına tatbik etmeye çalışmak, yaratılışımızın gâyesi… O hâlde bu kadar önemli bir iş için geçireceğin bir vakit, “kayıp” değildir!.. Belki ömrünün en hayırlı vaktidir. Bu iş için harcayacağın emek ve gayret, dünyadaki en hayırlı işe tahsis edilmiş demektir. Yeter ki, bu gayretlerin neticesinde “elinde ne olduğunun” farkında olasın!.. Onu, ömrünün kalanında bir hiç uğruna zâyî etmeyesin. Kıymetini bilesin. Zira o artık seni kıymetlendirecek en önemli şey!

Sen ona dünyada yoldaş olursan, dünyada ve âhirette o da seni kendi başına ve yüzüstü bırakmaz. Sen onu yüceltirsen, o da sana ikram eder ve senin şerefini yüceltir. Sen onu zâyî edersen, onun şerefinden bir şey eksilmez, fakat sen kaybedersin!..

HAFIZ OLMAK İSTEYENLERE TAVSİYELER

Hâfızlık Usûlüyle İlgili

* Hâfızlığa niyet eden kişiye tavsiye edilen ezber sırası:

  1. Yâsîn, Tebâreke, Nebe, Fetih, Rahman, Vâkıa, Hucurât Sûreleri.
  2. Yusuf, Meryem, Tâhâ, İsrâ, Kehf ve Ra‘d Sûreleri.
  3. 27, 28, 29 ve 30. cüzler…

* Bu ezberlere başlamadan önce en az 10-15 hatim yapmış olmak, mahreçleri düzeltmiş olmak şarttır.

* Ezber yapılacak sayfanın âyet meâline, vakit varsa tefsirine vâkıf olmak.

* Ezbere başlamadan önce, sayfayı en az yedi kere dikkatlice yüzüne bakarak okumak.

* Her gün bir önceki günün ezberini, hafta sonu da bütün haftanın ezberini tekrar etmek.

* Sûreleri tamamlarken her ders verişte önceki sayfaları da toplayarak ilerlemek ve en en son sûreyi/cüzü toplu vermek.

* Gün içinde, iş yaparken vs. günün dersini ağzı düzgün büyük bir hocadan bol bol dinlemek.

* Sayfayı çalışırken hangi âyetin nerede, nasıl başladığına, nerede bittiğine dikkat ederek, sayfanın fotoğrafını çekermişçesine çalışmak.

* Ders ne zaman biterse bitsin, yatmadan önce mutlaka dikkatlice bir veya birkaç kere okumak.

* Derse başlamadan önce ve sonra salavât-ı şerîfe getirmek.

Kur’ân-I Kerîm Ezberlemenin Kolaylaşması İçin Tavsiyeler

* Niyet tazelemek. “Şu fânî dünyada ey Rabbim, Kur’ân’ı ezberlemekteki niyetim hiçbir şey değil; yalnızca Senin rızânı kazanmaktır.”

* Zihnin açılmasına ve ezber kuvvetinin artmasına tesiri çok olan, “hâfıza salâvatı” denilen şu salavâtı bolca okumak:

أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ كَمَا لَا نِهَايَةَ لِكَمَالِكَ

* A‘lâ sûresinin 6. âyetinde geçen سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنْسٰىۙ ifadesini, haftanın her günü üç kere okumak.

* Abese sûresinin 20. âyetinde geçen ثُمَّ السَّب۪يلَ يَسَّرَهُۙ ifadesini, haftanın her günü üç kere okumak.

* Bakara sûresinin 162-164 âyetleri, hâfıza âyetleridir. Ezbere başlamadan önce bir kere okunur ve konuşmadan ezber yapılır. Bu âyet, hâfıza için çok etkilidir.

* رَبِّ زِدْنٖي عِلْمًا وَ فَهْمًا duâsı ve اَللّٰهُمَّ أَكْرِمْنٖي فَهْمَ النَّبِيِّينَ وَ حِفْظَ الْمُرْسَلِينَ وَإِلْهَامَ الْمَلَائِكَةِ وَالْمُقَرَّبِينَ duâsı bol bol okunmalıdır.

* Harama ve boş şeylere bakmamak çok önemlidir. Büyük fakihler ve âlimlerden gelen rivayetlere göre, harama bakmak zihni öldürür, hâfızayı çok zayıflatır.

* Çok konuşmamaya çalışmak, gereksiz sohbetleri terk etmek. Çünkü zihin ne kadar boş sözlerden temizlenirse, o kadar kolay ezber yapar, ilmi daha kolay alır.

* Şarkı ve müzik, hâfızayı gereksiz yere doldurur. Bu sebeple faydalı şeyler için daha az yer kalır, ezber yapmak zorlaşır. Ayrıca gafleti artırır, ihsan duygusunu zayıflatır.

* Kur’ân-ı Kerîm’e cansız, normal bir kitap gibi davranmamak, onunla gerçekten arkadaş olmak, çokça hürmet göstermek. Abdestli dokunmak, abdestsiz okumamak, okumaya başlamadan önce başlama duâsını okumak. Kolaylaşması niyetiyle Fâtiha’yı okuyarak başlamak, geniş zaman varsa yine okumanın, ezberlemenin ve hayata geçirmenin kolaylaşması için hâcet namazı kılmak, farz namazlardan sonra da bunun için duâ etmek çok önemlidir. Çünkü Rabbimiz duâya çok önem verir. Ve Allah ilmi, gerçekten isteyene verir.

* Kıyas yapmamak. Herkesin hâfıza kuvveti farklıdır ve çok değişir. Yiyip içtiklerin, baktığın, dinlediğin şeyler, hâfızayı çok etkiler. Bunlara dikkat etsen bile ezber yapmak, ilk başlarda genelde zor olur. Ama yaptıkça, vazgeçmeyip ısrar ettikçe, beyin bir balon gibi genişler.

* Ezberlenecek sayfayı âyet âyet en az yedi kere okuduktan sonra ezbere başlamak. Sayfanın meâlini birkaç kere okumak; maddî ve mânevî açıdan hem ezbere hem de kalbe faydalıdır.

* Her gün aç karna (yani kahvaltı yapmadan önce) bir bardak suya yüz elli defa “yâ Alîm” ( يَا عَلِيمُ ) okunur ve üflenir. Açken bu su içilir. Bunu yapmanın hâfıza üzerinde çok tesiri vardır.

* Günde 21 tane kuru üzüm yemek, çörek otu, bal ve ceviz gibi zihni kuvvetlendiren gıdalar tüketmek fayda sağlar. Özellikle âlimlerin tavsiye ettiği “günlük sakız/damla sakızı” diye bilinen doğal sakız çok etkilidir. Marketlerde satılmaz; aktarlardan veya internetten temin edilebilir.

* Susuz kalmamak. Basit bir şey gibi görsek de, susuz kalmak beyne zararlıdır. Beyin ezber yaparken, ders çalışırken daha çok zorlanır. Bu sebeple vücuda yeterli su girişi çok önemlidir.

* Abur cuburu, paketli hazır gıdaları yemeyi azaltmak çok önemlidir. Çünkü neredeyse hepsinde “emilgatör”, “peynir altı suyu tozu”, “palm yağı”, “titanyum dioksit” vardır ve bilhassa bu dört madde, beyne, zekâ ve hâfızaya düşmandır.

* Tatlı bir şey yedikten sonra hemen su içmemek, en az 5-10 dakika sonra içmek gerekir. Çünkü tatlıdan sonra hemen su içmek beyne kötü tesir eder, zekâyı zayıflatır.

* Ezberde zorlanınca hemen üzülüp ezberi bırakmamak gerekir. Çünkü Cenâb-ı Hak, vazgeçmeyen, gerçekten isteyerek çalışan kimseye kesinlikle karşılığını verir.

“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (en-Necm, 39)

“Sabret! Zira Allah iyilik yapanların karşılığını aslâ zâyî etmez.” (Hûd, 115)

* Bu sebeple zorlanınca umutsuz olmamalı, kendini çok üzmemelisin. Çünkü yaptığın iş çok kıymetli. Her zaman kolay olmayabilir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de kendisine vahiy inerken çok zorlandı, bizden çok daha fazla zorluk çekti ve fedakârlık yaptı. O’nu örnek almalıyız. Ama insanın fıtratında üzülmek, yorulmak olduğu için, tabiî ki bunlar da çok normal. İşte bunun için, hayatımızın her safhasında Peygamber Efendimiz’in hâline bakmalıyız.

* Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz üzüntünün gitmesi için ashâbına bir duâ öğretmiş ve bu duâyı duyanların ezberlemesini/öğrenmesini istemiştir. Bu duânın üzüntüyü giderdiğini büyük âlimler de tecrübe etmişlerdir. Yani ilim yolunda da güçsüz hissedince, yorulunca, üzülünce bu duâyı okuyup niyet tazelemek ve “Bismillah” diyerek yeniden başlamak gerekir.

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdu:

“Bir kula herhangi bir üzüntü veya tasa isabet eder de:

«Allâh’ım! Ben Senin kulunum. Senin erkek ve kadın kullarının evlâdıyım. Her şeyimle Senin elindeyim. (Üzerimde her türlü tasarrufu yapan Sensin.) Benim üzerimde geçerli olan sadece Sen’in hükmündür. Benim hakkımdaki takdîrin adaletin ta kendisidir. Senden isteğim odur ki: Zât-ı Ulûhiyetini isimlendirdiğin her bir ismin hürmetine, yarattıklarından herhangi birine öğrettiğin her bir ismin hürmetine, kitaplarında indirdiğin her bir ismin hürmetine, nezd-i ulûhiyetinde sadece Senin bildiğin her bir ismin hürmetine Kur’ân’ı kalbimin baharı, göğsümün nûru yapasın. Hüznümün ortadan kaldırıcısı, gam ve kederimin gidericisi kılasın.» derse, Allah ona hüzün ve tasasını ortadan kaldıracak bir yol gösterir. Bunların yerine ona ferahlık verir.” diye buyurdu.

Bunun üzerine sahâbe:

“-Ey Allâh’ın Rasûlü! Bunu öğrenmeyelim mi?” dediler.

“-Bilâkis, bunu duyan herkesin öğrenmesi gerekir.” dedi. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/391 (3712), 452 (4318); Hâkim, Müstedrek, 1/509)

Kaynak: Hümeyra Güneş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 462

İslam ve İhsan

HZ. ÖMER’İN (RA.) HÂFIZLARA VERDİĞİ ÖĞÜTLER

Hz. Ömer’in (ra.) Hâfızlara Verdiği Öğütler

KUR’AN-I KERİM İLE HEMHAL OLMAK İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Kur’an-ı Kerim ile Hemhal Olmak ile İlgili Örnekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.