Hakiki Sevgi Üç Şeyle Belli Olur

Denilmiştir ki: Hakiki sevgi üç şeyle belli olur.

İbn Mes’ud radıyallahu anh buyurur:

– “Kişi Kâbe’de rükûn ile makam arasında yetmiş sene ibâdet etse de yine sevdikleri ile haşrolunacaktır” Bir kimse geldi ve sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize:

– Kıyâmet ne vakit kopacaktır, dedi. Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi ve sellem:

– Kıyâmet için ne hazırlık yaptın? buyurdular. O kimse de cevaben:

– Allah’ın ve Rasûlü’nün sevgisini hazırladım, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular:

– “Kişi sevdiğiyle beraberdir.”

Abdülkâdir Geylânî kuddise sirruh hazretleri buyurur:

– Allah’ı sevmekte cidden sâdık ve samîmî olan bir mürid, önceleri insanları gördüğünde, onlardan herhangi bir söz işittiğinde veya bir dünyalığa nâil olduğunda, daralır, sıkılır. Öyle ki, mahlûkattan hiç bir şey görmek istemez. Kalbi şaşalar, aklı gâib olur. Gözü kayar, o derecede ki, kalbinin başına rahmet eli gelip de, kendisine sükûnet getirinceye kadar, bu hal üzere devam eder. İzzet ve Celâl sahibi Rabbine yakınlık kokusunu koklayıncaya kadar esriklikten kurtulamaz. Allah’a yakınlık esansını kokladığı an ise derhal ifâkat bulur, ayılır, manevî sarhoşluk ve vecd halinden kurtulur.

Tevhidde, ihlâsta, Rabbini tanımada, O’nu bilmede ve Ona olan muhabbette iyice istikrar kesbettiği zaman ise kendisine sebât gelir. Halka karşı geniş olma ve onlara tahammül etme duygusu hâsıl olur. Allah Teâlâ’dan kendisine bir kuvvet gelir. Böylece hiç bir külfet duymadan, halkın ağırlıklarına katlanır, onlara yaklaşır, kendilerini arar, bütün meşgalesi halkın hizmetlerini görmek olur. Bu esnâda Allah zülcelâl velkemâl hazretleri ile beraber olmaktan da bir an dahi geri durmaz. (Fethü’r-Rabbânî, 20. Meclis)

Hakkı gerçek sevenlere, hakikaten dünya, cennet haline gelir; çünkü onların gönüllerini Allah sevgisi öyle ihata eder ki abes hiç bir şey göremezler. Severler, severler, severler gene severler, sevgi sözünden başka her konu onları sıkar, huzurlarını alır. Sevgi tam kemâl bulunca, o zaman yalnız Allah’ın sevdiğini severler. Allah’ın buğz ettiği müşrikleri, din düşmanlarını sevemezler, onlar da onlara buğz ederler, düşman bilirler.

HAKİKİ SEVGİ ÜÇ ŞEYLE BELLİ OLUR

Denilmiştir ki: Hakiki sevgi üç şeyle belli olur:

  1. Seven, sevdiğinin sözünü başkalarının sözüne tercih eder.
  2. Kişi, sevdiğinin sohbetini, başkalarının sohbetine tercih eder.
  3. Kişi sevdiğini memnun etmeyi başkalarını memnun etmeye tercih eder.

Mahmûd Sâmi Ramazanoğlu kuddise sirruh buyurur:

– Âşık-ı hakîkî (Allah aşığı) ilâhî mazharı bulunan her şeyden onun kokusunu duyar -nefesi rahmânî râyihâları onun burnundan eksik olmaz. Zâhid kendi başına bin sene çalışsa bile, bu kokuyu duyamaz.

Gene ilâhî sevgiye ait Ahmed er-Rufâî kuddise sirruhun sözlerinden:

– Ya Rabbi, keşke senden tatlılıklar gelseydi de hayat zorlu olmasaydı! Sen razı olsaydın da, bütün insanlar bana kızıp öfkelense idi! Bundan ne çıkardı? Keşke seninle aram mamur olsaydı da, bütün âlemler harâb olsaydı! Ne gamdı. Senin sevgin olunca her şey kolaydır. Yolundadır. Zira toprağın üzerindeki her şey topraktır, toprak olacaktır.

Kaynak: Sâdık Dânâ-Altınoluk Sohbetleri-6, s.104- Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

GERÇEK SEVGİNİN ALÂMETİ

Gerçek Sevginin Alâmeti

GERÇEK SEVGİYE NASIL ULAŞILIR?

Gerçek Sevgiye Nasıl Ulaşılır?

ALLAH İÇİN SEVMEK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Allah İçin Sevmek İle İlgili Ayet ve Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.