Halep'te 300 Bin Kişi İçin 3 Fırın Kaldı

Suriye'de rejim kuşatmasındaki Halep'in doğusunda siviller 4,5 aydır insani yardım bekliyor.

Suriye iç savaşında Beşşar Esed rejimi ve Şii milislerin en şiddetli saldırıları düzenledikleri Halep kent merkezinde, yaklaşık 300 bin kişiye hizmet veren onlarca fırından geriye sadece 3 tane kaldı.

Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'ye sınır Halep ili, başkent Şam'dan sonra ülkenin ikinci büyük kenti konumunda.

Kent merkezinin Türkiye sınırına uzaklığı 40 kilometre.

Savaştan önce yaklaşık 3 milyon kişinin yaşadığı kentin merkezinde nüfusun çoğunluğu Arap. Nüfusun yaklaşık 400 bini Türkmen ve 200 bini Kürtlerden oluşuyordu.

İç savaştaki ilk çatışmalar 2011 sonlarına doğru başladı. Halep merkezi yaklaşık 1 yıl sonra savaşa dahil oldu. Muhalifler birkaç hafta içinde kent merkezinin doğusunu ele geçirdi.

2013 başından itibaren Halep kent merkezi, rejimin sivilleri ayırd etmeksizin en şiddetli bombardımanlar düzenlediği bölge haline geldi.

Rus hava kuvvetlerinin geçen yıl şiddetli taarruzlara başlamasıyla doğu Halep'teki insani kriz en kötü noktasına geldi.

Kent merkezinin batısını rejim, doğusunu muhalifler kontrol ediyor.

Muhalifler ve doğu Halepliler için, rejimin şubat ayında Türkiye sınırıyla bağlantılarını kesmesi dönüm noktası oldu.

Doğu Halep'in Türkiye sınırıyla tek insani koridoru olarak geriye, Kastillo yolundan İdlib iline oradan Hatay'a çıkışı kaldı.

Ancak Esed rejimi ve İran destekli Şii milisler, Rus hava saldırılarından faydalanarak bu yolu da kapattı.

Muhalifler geçen ağustos ayında İdlib'e farklı bir yol açabildi. Ancak burayı da tutamadı.

45 kilometrekarede yüzbinler bombalanıyor

Reji kuşatmasında yaklaşık 300 bin sivilin bulunduğu doğu Halep'te İl Sağlık Müdürlüğü'nün verilerine göre, halk 93 gündür temel insani ihtiyaçlarını gideremiyor.

15 Kasım'dan bu yana rejim güçleri 508 sivili öldürürken, bin 871'ini de yaraladı.

Yine son 10 günde kentin doğusundaki tüm hastaneler ve sağlık merkezleri vurularak hizmet dışı bırakıldı.

Yaralılar harabeye dönmüş binaların bodrum katlarında tedavi ediliyor.

Yine birçok okul hasar aldı. Yıkılmayan okullarda eğitim durdu. Çocuklar küçük gruplar halinde evlerde eğitimine devam etmeye çalışıyor.

Halkın açlıkla mücadele ettiği bölgede, gıda yardımından sorumlu Kent Meclisi üyesi Muhammed Mesletiy'in AA'ya verdiği bilgiye göre, hizmet veren sadece 3 fırın kaldı.

Bu fırınlar da un sıkıntısı ve bombardıman nedeniyle bir gün arayla ve sadece gece yarısına kadar çalışabiliyor.

Rejim ise yüzbinlerin yaşadağı 45 kilometrekarelik alanı, son 10 gündür tüm gücüyle bombalıyor.

Halep merkezi tümüyle ele geçirmesi halinde rejim güçleri, muhaliflerin son kalesi İdlib'e yönelecek.

4,5 aydır yardım girmedi

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban ki-Mun, geçen ay yaptığı açıklamada, 7 Temmuz'dan bu yana Halep'in doğusuna hiçbir BM konvoyunun giremediğini söylemişti.

Rejim, BM'nin abluka bölgelerine ulaştırmak istediği yardımları onaylarken, Halep'in doğusunu bunun dışında bırakıyor.

Halep İl Sağlık Müdürlüğü, Eğitim Müdürlüğü, Sivil Savunma Müdürlüğü ve çok sayıda aktivist, dün yaptıkları ortak açıklamayla, temel ihtiyaç ve hizmetlerin serbest dolaşımının sağlanacağı, silahlardan arındırılmış bir insani yardım koridoru talep etmişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.