Hallâc-ı Mansûr’un (ks.) Duası

DUALAR ve ZİKİRLER

Hallâc-ı Mansûr’un (ks.), îdâm edilmeden önce Allâh’a duyduğu muhabbetin seviyesini ve ihlâsını gösteren duâsı ve son anları...

Rivâyet edildiğine göre Hallâc-ı Mansûr’un, îdâm edilmeden önce yaptığı şu duâ, onun Allâh’a duyduğu muhabbetin seviyesini ve ihlâsını ne güzel sergilemektedir:

HALLÂC-I MANSÛR’UN (KS.) DUASI

“Allâh’ım! Sen’in kulların, Sana olan yakınlıklarından ve dinlerine bağlılıklarından dolayı beni öldürmek için toplandılar. Onları bağışla. Çünkü Sen, bana lûtfettiğin sırları, onlara da nasîb etseydin, hakkımda böyle düşünmeyeceklerdi. Şâyet onlardan gizlediğin şeyleri, benden de gizlemiş olsaydın, böyle ifşaatta bulunmayacaktım. Yâ Rabbi onları affet! Çünkü onlar, beni Sana kavuşturuyorlar.”

Hallâc’ın hâlini mânâ âleminde seyredenlerden nakledilir ki onu darağacında astıkları vakit iblis yanına geldi ve:

“–Bir «ene»[1] sen dedin, bir «ene» de ben dedim. Nasıl oluyor da bu yüzden senin üzerine rahmet, benim üzerime ise lânet yağıyor!” diye sordu.

Hallâc, iblise şöyle cevap verdi:

“–Sen, «ene» demekle kendini Âdem’den üstün görmüş, kibrini ortaya koymuştun. Ben ise «Ene’l-Hak» diyerek kendimi Hak’ta ifnâ ettim. Benliği ortaya koymak olan kibir, cehennem alâmetidir. Benliği ortadan kaldırmak, yâni Hak’ta fânî olmak ise «hîç»liğin ifâdesidir. Bu sebepten bana rahmet, sana ise lânet ve zillet indi.”

Hallâc’ın, kendisini ziyaret eden İbrâhim bin Fâtik’e şöyle dediği nakledilir:

“–Ey oğlum! Bâzı insanlar benim küfre düştüğüme inanıyorlar, bâzıları da velî olduğum kanaatindeler. Allâh katında ve benim nazarımda, küfrümü îlân edenler, velî olduğumu söyleyenlerden daha sevimlidir.”

“–Efendim, niçin böyle söylüyorsunuz?” denildiğinde ise:

“–Velî olduğuma inananlar, bana olan hüsn-i zanlarından dolayı; küfrüme kâil olanlar ise, dinlerine olan bağlılıkları sebebiyle böyle yapıyorlar. Dînine sadâkat gösteren kimse, sâdece hüsn-i zan besleyenden Allâh katında daha sevimlidir.” buyurmuştur.

Dipnot:

[1]. Ene: Arapçada “ben” mânâsındaki şahıs zamiri.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları