Hamd ve Şükür ile İlgili Hadisler

Hamd ve şükür ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamber (s.a.s.) Efendimizin hamd ve şükür ile ilgili hadisleri.

Peygamberimizin (s.a.s.) hamd ve şükür hakkındaki hadisleri...

HAMD VE ŞÜKÜR HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Allah’a hamd ile başlanılmayan her önemli iş noksandır, bereketsizdir.” (İbn Mâce, Nikâh, 19)

***

Hz. Enes’ten (r.a.) nakledildiğine göre Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın verdiği nimet karşısında kulun “Elhamdülillâh” diyerek hamdetmesi, o nimetten daha da değerlidir.” (İbn Mâce, Edeb, 55)

***

Ebû Mâlik el-Eşârî’den (r.a.) nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Temizlik imanın yarısıdır. ‘Elhamdülillâh’ (Allah’a hamdolsun) sözü (kulun amelleri tartılırken) teraziyi doldurur. ‘Sübhanallah’ (Allah ne yücedir!) ve ‘Elhamdülillâh’ sözleri göklerle yer arasını doldururlar.” (Müslim, Tahâret, 1)

***

Ebû Zer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Sizin her bir ekleminiz için sadaka borcunuz vardır. Öyleyse her bir tesbih (Sübhanallah) sadaka, her hamd (Elhamdülillah) sadaka, her tehlil (Lâ ilâhe illâllah) sadaka, her tekbir (Allahu ekber) sadakadır. İyiliği) emredip kötülükten sakındırmak da sadakadır. Kuşluk vaktinde kılınan iki rekât namaz bunların yerini tutar.” (Müslim, Müsâfirîn, 84)

***

Enes b. Mâlik (r.a.), Allah Resûlü’nün (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

“Allah Teâlâ, kulunun bir şey yedikten sonra hamd etmesinden (Elhamdülillâh demesinden) veya bir şey içtikten sonra hamd etmesinden hoşnut olur.” (Müslim, Zikir, 89)

***

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Yediklerine (karşılık) şükreden kimse, sabrederek oruç tutan kimse gibidir.” (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 43; İbn Mâce, Sıyâm, 55)

***

İbn Ömer’den (r.a.) nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Allah adına sizden bir şey isteyene verin, sizi davet edene icabet edin, size hediye verene karşılık verin. Karşılık verecek bir şey bulamazsanız, onun için dua edin.” (İbn Hanbel, II, 96)

***

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) anlattığına göre, Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmez.” (Tirmizî, Birr, 35)

***

Câbir b. Abdullah’ın (r.a.) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimseye bir nimet verilir de onu (hayırla yâd ederek) dile getirirse, onun şükrünü yerine getirmiş olur. Eğer onu (kimseye söylemeyerek) gizlerse, ona nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 11)

***

Hz. Âişe (r.a.) şöyle demiştir:

“Allah Resûlü, hoşuna giden bir şey gördüğünde, ‘Hamdolsun Allah’a ki yararlı şeyler O’nun nimetiyle tamamlanır.’ der; hoşuna gitmeyen bir şeyi gördüğündeyse, ‘Her hâlükârda Allah’a hamdolsun.’ derdi.” (İbn Mâce, Edeb, 55)

***

Ebû Ümâme’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.), sofrasını kaldırdığı zaman şöyle derdi:

“En güzel ve mübarek övgülerle Allah’a çokça hamd ederiz. Rabbimiz, biz daima senin nimetine muhtacız.” (Buhârî, Et’ime, 54)

İslam ve İhsan

HAMD VE ŞÜKÜR NEDİR?

Hamd ve Şükür Nedir?

HAMD VE ŞÜKÜR İLE İLGİLİ ÖRNEKLER

Hamd ve Şükür ile İlgili Örnekler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.