Hanedan Mensubu Olmayan Tek Osmanlı Sultanı!

Uzun  ve titiz araştırmalarımız sonucunda; tarih kitaplarının yeniden yazılmasını gerektiren, gizli kalmış bir gerçek daha ortaya çıktı: Osmanlı’nın 27. Sultanı herkesin zannettiği gibi I. Abdülhamid değil... Yüzyıllardır bir sır gibi saklanan, inanılması güç olayın perde arkasını sizler için araştırdık...

Sultan III. Mustafa (Saltanatı: 1757-74) Laleli Camii’ni yaptırırken çevrede Laleli Baba namında bir din büyüğünün yaşadığını, gerçek bir mürşit olduğunu, hikmetli sözler söylediğini öğrendi. İçinde bu zatla görüşmek, söz ve sohbetinden yararlanmak arzusu doğdu.

Cami inşatını denetlemeye geldiği bir gün Laleli Baba ile görüşmek istediğini bildirdi. Laleli Baba’ya hemen Sultan’ın kendisini ziyaret etmek istediği haberi ulaştırıldı. O da buyur etti.

Sultan, Laleli Baba’nın sohbetinden memnun kaldı ve içinde Laleli Baba ile daha sık görüşme arzusu uyandı. Ayrılacağı sırada bu din ulusuna bir soru sordu: “Efendi Hazretleri, bu dünyada en güzel şey nedir acaba?”

Laleli Baba cevap verdi: “Bu dünyada en değerli şey yiyip içtikten sonra sıkıntısız biçimde def-i hacet (büyük abdest)ini yapabilmektir.”

Hükümdar bu cevaptan pek hoşnut olmadı. Başından beri büyüleyici konuşmalarıyla herkesi etkileyen bir zata bu cevabı pek yakıştıramadı. Hatta bu cevabı biraz kaba bile buldu.Bundan sonra birşey konuşulmadı. Hükümdar maiyetiyle beraber saraya döndü.

Fakat bu ziyaretin ertesi günü şiddetli bir kabızlığa yakalandı. Bir türlü içini boşaltamıyordu. Sarayın bütün ilgilileri ve hekimbaşı seferber oldular.

Bilinen bütün ilaç ve yöntemleri uyguladılar, fayda etmedi. Sultan kıvranıyordu. Nihayet birinin aklına geldi: Laleli Baba’ya haber verilse, onun himmetiyle hükümdar bu dertten kurtulamaz mıydı? Zaten başka denenmedik yol kalmamıştı. Sultan’a danışıldı.

O da: “Ne gerekiyorsa yapılsın!” dedi. Hemen Laleli Baba’ya gidildi Ve saraya getirildi Hükümdar doğum sancısı çekiyor gibi kıvranıyordu Laleli Baba’ya yalvardı: “Aman bana yardım et!” Laleli Baba: “O kadar kolay değil. Karşılık olarak ne vereceksiniz?” dedi. III. Mustafa: “Senin bölgende yaptırdığım o camiyi sana hibe edeceğim.” dedi. Laleli Baba: “Yetmez.” dedi.

Bunun üzerine Sultan Mustafa, vaatlerine daha bir çok şeyler ekledi. Laleli Hazretleri bir türlü “Tamam. Yeter.” demiyordu. En sonunda ağzındaki baklayı çıkardı: “Senin için dua ederim. Allah dilerse bu dertten kurtulursun ama karşılığında saltanatı (hükümdarlığı) isterim.” dedi.

Sultan kem küm etti ama başka çaresi yoktu. “Tamam” dedi: “O da senin olsun.” Laleli Baba dua etti, sırtını sıvazladı: “Haydi git Allah’ın izniyle kurtulacaksın.” dedi ve gerçekten kurtuldu.

Kurtuldu ama saltanat da elden gitmişti. Şifa bulmanın sevincini, saltanatın elden çıkmış olmasının üzüntüsü gölgeliyordu. Laleli Baba,Sultan’ın haline baktı baktı ve sonra ekledi:

“Bir saltanat ki; bir defi hacete değişiliyor, öylesine ucuz bir saltanat bize gerek değil, al yine senin olsun…”

Kaynak: tarihgastesi.com

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.