Hangi İlde Kaç Suriyeli Var?

Türkiye’deki Suriyelilerin demografik yapısı çıkarıldı. Peki Türkiye’deki Suriyelilerin yaş ve cinsiyet dağılımı nedir? Hangi şehirde kaç Suriyeli var? İşte Suriyelilerin illere göre dağılımı...

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 2017 biyometrik verileri esas alınarak Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan kayıt altındaki Suriyelilerin yaş ve cinsiyete göre dağılımları belirlendi.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıl geçici koruma kapsamında Türkiye’de 1 milyon 852 bin 563'ü erkek, 1 milyon 571 bin 674’ü kadın olmak üzere 3 milyon 424 bin 237 Suriyeli yaşıyor.

TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN YAŞ DAĞILIMI

Veriler, Türkiye’deki Suriyelilerin yaş dağılımına ilişkin de bilgiler sunuyor. Buna göre Türkiye’de 29 yaşın altında 2 milyon 461 bin 664 Suriyeli yaşıyor. En çok 0-4 yaş aralığında bebek ve çocuk bulunuyor. 0-4 yaş arası 515 bin 116, 5-9 yaş arası 465 bin 574, 10-14 yaş arası 349 bin 8, 15-18 yaş arası 292 bin 892, 19-24 yaş arası 513 bin 274 ve 25-29 yaş arasında ise 325 bin 800 Suriyeli ikamet ediyor.

Türkiye’de, Suriyelilerden 30-34 yaş arasında 267 bin 830, 35-39 yaş arasında 191 bin 935, 40-44 yaş arasında 141 bin 810, 45-49 yaş arasında 107 bin 983, 50-54 yaş arasında 88 bin 253, 55-59 yaş arasında 59 bin 951, 60-64 yaş arasında 42 bin 62, 65-69 yaş arasında 27 bin 830, 70-74 yaş arasında 15 bin 429, 75-79 yaş arasında 9 bin 894, 80-84 yaş arasında 5 bin 386, 85-89 yaş arasında 2 bin 857 ve 90 ve üstü yaş arasında ise bin 353 kişi bulunuyor.

TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLERİN İLLERE GÖRE DAĞILIMI

Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin dağılım verisine göre, en fazla Suriyeli 537 bin 829 kişiyle İstanbul’da yaşıyor. Nüfusu 14 milyon 804 bin 116 olan İstanbul’un yüzde 3,63'ü Suriyelilerden oluşuyor.

İstanbul’u sırasıyla 462 bin 961 Suriyeli ile Şanlıurfa, 457 bin 106 ile Hatay, 350 bin 67 ile Gaziantep, 191 bin 684 ile Mersin, 171 bin 685 ile Adana, 134 bin 490 ile Bursa, 131 bin 914 ile Kilis, 129 bin 644 ile İzmir ve 99 bin 990 kişi ile ise Konya izliyor.

Geçen yılın verilerine göre Kilis’in nüfusu, 130 bin 825 olarak kayıtlara geçerken, bu ilde yaşayan Suriyelilerin sayısı ise 131 bin 914 olarak belirlendi. Buna göre, Kilis’te yaşayan Suriyelilerin nüfusu bin 89 kişiyle bu ilin nüfusunu geçti.

EN AZ SURİYELİ BAYBURT’TA 

Türkiye’de en az Suriyeli ise 57 kişiyle Bayburt’ta yaşıyor. 90 bin 154 nüfusu bulunan Bayburt’ta Suriyelilerin oranı yüzde 0,06 olarak tespit edildi.

Bayburt’u 60 Suriyeli ile Artvin takip ederken, Bartın’da 65, Gümüşhane’de 87, Iğdır’da 104, Tunceli'de 110, Sinop’ta 113, Ardahan’da 147, Erzincan’da 166 ve Giresun’da ise 174 Suriyeli yaşıyor.

GEÇİCİ BARINMA MERKEZLERİNDE 230 BİN SURİYELİ VAR 

Türkiye’de 10 ilde 21 geçici barınma merkezi bulunuyor. Şanlıurfa’da 80 bin 212, Adana’da 26 bin 177, Kilis’te 26 bin 154, Gaziantep’te 24 bin 326, Hatay’da 17 bin 845, Kahramanmaraş’ta 17 bin 288, Osmaniye’de 15 bin 42, Malatya’da 9 bin 454, Adıyaman'da 9 bin ve Mardin’de ise 2 bin 753 Suriyeli geçici barınma merkezlerinde kalıyor.

Bu verilere göre toplamda 228 bin 251 Suriyeli barınma merkezlerinde hayatlarını devam ettiriyor.

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

SURİYE BU HALE NASIL GELDİ?

Suriye Bu Hale Nasıl Geldi?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.