Hangi İnsan Hürmete Layıktır?

Abidevi Şahsiyetler

“Cenâb-ı Hak; «Biz insanı mükerrem kıldık...» (el-İsrâ, 70) buyuruyor. Acaba bu mükerrem* Âdemoğlu kimdir? Toprak ve sudan yaratılmış bulunan maddî varlık, yani beden mi, yoksa tefekkür ve konuşma kâbiliyetiyle diğer canlılardan ayrılan insan cinsi midir?

Elbette bunların hiçbiri değildir. Zira azgın nefsinin süflî arzularını yerine getirmek sûretiyle gayr-i meşrû taşkınlıklar yapan, hassas şerîati ve rûhâniyet tevzî eden tarîkati ayaklar altına alan ve nefsânî duygularına esir olan kimseler, aslâ mükerrem olamazlar.

İrfan ve vicdan sahibi kimseler nazarında bu tip insana; «nâdân / kara câhil» demekten başka bir sıfat yakışmaz. Mükerrem denilmeye lâyık Âdemoğlu ise, nefs tezkiyesiyle güzel ahlâka sahip olarak dışını ve içini süsleyen, şerîate hizmet eden ve tarîkate vâkıf olan bahtiyar kimselerdir.”[1]

Es‘ad Erbili Hazretleri bir rubâîsinde şöyle buyurur:

Âdem olamaz ahsen-i takvîm ile ekrem,

Takvâdır eden ehlini insân-ı mükerrem.

İlm ü amel etmezse eğer kalbini tenvîr,

Şeytan kesilir nefs-i habîsi ile âdem![2]

DİPNOTLAR

*Mükerrem: (ﻣﻜﺮّﻡsıf. (Ar. tekrіm “ululamak”tan mukerremSaygı değer, hürmete lâyık, yüce, aziz, muhterem anlamlarına geliyor.

[1] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 3, no: 1.

[2] M. Es‘ad Efendi, Dîvân, s. 232.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları