Hangi Öğrenciler Telefon Bağımlısı Oluyor?

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünce gerçekleştirilen araştırmada, kendini yalnız ve güçsüz hisseden üniversite öğrencilerinin yaşadıkları boşluğu akıllı cep telefonları ile doldurmaya çalışarak "telefon bağımlısı" haline geldikleri belirlendi.

OMÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi ve araştırmanın yürütücüsü Doç. Dr. Hatice Kumcağız, üniversite öğrencilerinin psikolojik durumları ile akıllı cep telefonu kullanımları arasında ciddi ilişki bulunduğunu söyledi.

Teknolojinin insan hayatı üzerindeki etkisinin yüksek düzeyde bulunduğu bir dönemde yaşandığını, kitle iletişim araçlarının gündelik hayatın en önemli bilgi kaynağı haline geldiğini belirten Kumcağız, bu kapsamda OMÜ'nün çeşitli fakültelerinde öğrenim gören 303'ü kız olmak üzere 408 öğrenci ile görüşerek çeşitli sorular yönelttiklerini, akıllı telefon bağımlılığı ölçeği ve anket uygulayarak araştırma yaptıklarını anlattı.

Araştırmada, öğrencilerin psikolojik durumları ile akıllı telefon bağımlılık düzeylerini cinsiyet, sınıf, anne ve babalarının tutumu, akademik başarıları ve ailenin ekonomik durumu değişkenleri açısından incelediklerini aktaran Kumcağız, özellikle akıllı cep telefonlarının üniversite öğrencileri için bir tutku haline geldiğinin, her ortamda cep telefonuna bakmak ya da göz atmak, sürekli dikkatini oraya yöneltmek gibi bir eğilim içerisinde olduklarının tespit edildiğini dile getirdi.

KIZ VE ERKEK ÖĞRENCİLERİN BAĞIMLILIĞI AYNI SEVİYEDE

Araştırmada kız öğrencilerin psikolojik durumlarını erkek öğrencilere göre daha iyi ortaya koyduğunun ortaya çıktığını vurgulayan Kumcağız, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Teknolojinin hızla gelişmesiyle akıllı cep telefonu kullanımı gençler arasında oldukça yaygınlaştı. Akıllı telefon kullanımı, günlük hayatta birçok işi hızlandırarak yaşamı kolaylaştırmaktadır ancak bunun yanı sıra yaşam tarzlarının değişmesiyle bu durumun duygusal ve sosyal ilişkilere zarar verebildiğini, bireylerin psikolojilerini olumsuz etkilediğini belirledik. Akıllı telefon bağımlılığı cinsiyete göre değişmiyor. Her iki cinsiyetin de telefon bağımlılık düzeyleri birbirine yakın. Kız öğrencilerin telefon kullanımı bağımlığı yüzde 42,86 iken, erkek öğrencilerin telefon bağımlığı yüzde 40,29 düzeyinde. Öğrencilerin yüzde 16,85'inde ise telefon kullanımının normal seviyede olduğu belirlendi."

Çalışmalarında, psikolojik sorunlar yaşayan öğrencilerin akıllı telefon kullanımının arttığını belirlediklerini anlatan Kumcağız, "Öğrencilerin yüzde 72,18'inin çevrelerinden psikolojik olarak yeterli desteği bulamadıklarında kendilerini yetersiz ve güçsüz hissettiklerini, bu boşluğu dolduracak bir arayış içine girdiklerini ve bunu akıllı telefon kullanarak doldurduklarını belirledik. Bu durum akıllı telefon bağımlılığını gündeme getirmektedir." dedi.

Kumcağız, üniversite öğrencilerinin psikolojilerinin iyi olması ile akıllı telefon bağımlılığını etkileyen faktörlerin başında cinsiyet, sınıf düzeyi, anne baba tutumu, ailelerinin ekonomik durumu gibi faktörlerin geldiğine işaret ederek, "Üniversite öğrencilerinin sosyalleşmesi, arkadaş edinmeleri ve psikolojik sorunlarından kurtulmaları, telefona bağımlılığı azaltacaktır." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.