Hangi Rükünler İstilâm Edilir?

Sahabiler

Kâbe tavaf edilirken her köşesi istilam edilmez. Hangi köşelerinin istilam edileceği mevzusunda rehberimiz Allah Resûlü’dür.

İstilâm; Tavafta Hacerül Esved’in hizasına gelindiğinde elle dokunma, öpme ya da elleri havaya kaldırıp tekbir getirerek onu uzaktan selâmlama anlamında bir fıkıh terimidir.

İSTİLÂM EDİLEN YERLER

Ubeyd bin Cüreyc (r.a), Abdullah bin Ömer’e:

“–Ey Ebû Abdurrahmân! Senin, diğer arkadaşlarının yapmadığı dört şeyi yaptığını görüyorum!” dedi.

İbn-i Ömer (r.a):

“–Nedir onlar, ey İbn-i Cüreyc?” dedi. İbn-i Cüreyc:

“–Görüyorum ki, Kâbe’nin Hacer-i Esved rüknü (köşesi) ile Rükn-ü Yemânî’den başkasına el sürmüyorsun.

- Tabaklanmış deriden mâmul ayakkabılar giyiyorsun.

- (Elbiselerini ve sakallarını, hoş kokulu vers veya zâferanla) sarıya boyuyorsun.

- Mekke’de bulunduğun zaman insanlar (Zilhicce) hilâlini görür görmez ihrâma girip yük­sek sesle telbiye okumaya başladıkları hâlde, sen Terviye günü (yani Arefe’den bir evvelki gün) girmedikçe telbiyeye başlamıyorsun?” dedi.

Abdullah (r.a) şöyle cevap verdi:

“–Beyt’in rükünlerine gelince, Ben Resûlullah (s.a.v) Efendimiz’in Hacer-i Esved ile Rükn-i Yemânî’den başkasına el sürdüklerini görmedim.

- Ta­baklanmış deriden mâmul ayakkabılara gelince, ben Allah Resûlü’nü üzeri kılsız deriden mamul ayakkabılar giyip, ayakları içinde iken abdest aldı­klarını gördüm. Onun için ben bu tür ayakkabılar giymeyi seviyorum.

- Sarı boyaya ge­lince, Allah Resûlü’nün sarı boya ile (elbiselerini veya mübârek sakallarını) boyadıklarını gördüm. Ben de onun için sarı boya ile boyamayı severim.

- Telbiyeye gelince, Allah Resûlü’nün, hay­vanı Minâ’ya doğru hareket için ayağa kalkıp doğrulmadıkça telbiye getirdiklerini görme­dim.” (Buhârî, Vudû’, 30; Müslim, Hacc, 25; Muvatta’, Hacc, 31)

İKİ KÖŞE

Ya‘lâ bin Ümeyye (r.a) şöyle anlatır:

Hz. Osman’la birlikte Kâbe’yi tavâf ediyorduk. Hacer-i Esved’i istilâm ettik. Ben Beytullâh tarafındaydım. Hacer-i Esved’den sonraki Rükn-i Ğarbî’ye (Batı Köşesi’ne) gelince, bu köşeyi de istilâm etmek (el sürüp öpmek) için elinden tutup çektim.

“–Neden çekiyorsun?” diye sordu. Ben de:

“–Bu köşeyi istilâm etmeyecek misin?” dedim.

Bana:

“–Sen Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte hiç tavaf yapmadın mı?” dedi.

Ben de:

“–Evet, yaptım” dedim.

“–Peki, Allah Rasûlü’nün bu iki batı köşesine el sürdüklerini gördün mü?” dedi.

“–Hayır, görmedim” dedim.

“–Peki, O’nda senin için güzel bir örneklik (üsve-i hasene) yok mu?” dedi. Ben:

“–Evet, var” dedim. O da:

“–Yürü öyleyse, bırak, geç onu!” dedi. (Ahmed, I, 70-71, 37, 45; Abdürrezzâk, V, 45)

Kaynak: Dr. Murat Kaya, Mescid-i Haram’dan 111 Hatıra, Erkam Yayınları