Hanımların Erkeklerle Yarıştığı En Hayırlı Konu

Hanımların erkeklerle yarıştığı en hayırlı ve kıymetli konu nedir? Hanımların en hayırlıları kimlerdir?

Sahâbeden Abdullah bin Evfâ -radıyallâhu anh-, hanımı vefât ettiğinde onu şu sözlerle yâd etti:

“Onun tabutunu taşıyın, hem de şevkle taşıyın! Çünkü o ve hizmetçileri, temeli takvâ üzerine kurulan Peygamberimiz’in mescidi için geceleri taş taşırlardı. Biz erkekler de gündüzleri ikişer ikişer taşırdık.” (Heysemî, II, 10)

EN KIYMETLİ YARIŞ

Görüleceği üzere, hanımlar mescid inşaatına yardım etmekten geri kalmamışlar, ancak kimsenin kendilerini göremeyeceği gece vaktinde hizmet etmişlerdir. En başta ifade ettiğimiz üzere; onların yarışı, dünyevî bir çekişme değil, uhrevî bir ecir yarışıydı.

Şer‘î şartlara riâyet edildikten ve aile ihmâle uğratılmadıktan sonra; hanımların fedâkârlık ederek, el emeği ve benzeri gayretlerle çalışmaları ve infâk etmelerinde bir mâni yoktur.

Nitekim Zeyneb bint-i Cahş -radıyallâhu anhâ- Vâlidemiz, el işi yapan ve bu hususta çok maharetli olan bir hanımdı. Yapmış olduğu el işlerini sattığında kazancını Allah yolunda sarf ederdi. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz aile efrâdına;

“Sizin bana en çabuk ve erken kavuşacak olanınız, kolu en uzun olanınızdır.” buyurmuştu.

Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- der ki:

“Biz Peygamber hasretiyle kollarımızı ölçer, hangimizin Allah Rasûlü’ne daha önce kavuşacağını anlamaya çalışırdık. Hâlbuki Efendimiz’in kastettiği mânâda kolu en uzun olan Zeyneb imiş. Çünkü o eliyle iş yapar ve tasadduk ederdi.” (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 101)

İnfak ve hayırseverlikte bütün vâlidelerimiz âdetâ birbiriyle yarışırlardı. Hazret-i Âişe; birçok câriyeyi âzâd eder, çeyizini hazırlar ve evlendirirdi.

Tarihimizde o güzel örnekleri takip eden; Harun Reşid’in hanımı Zübeyde Hanım, Kanunî’nin kızı Mihrimah Sultan, Bezmiâlem Vâlide Sultan ve diğer vâlide sultanların vakıfları, hayır-hasenatları saymakla bitmez. Onlardan geriye ziynetler, mücevherler ve süslü kıyâfetler değil; camiler, külliyeler, medreseler, dergâhlar ve kervansaraylar gibi sadaka-i câriye vesilesi eserler kalmıştır.

Onlar erkeklerle dış dünyada arz-ı endâm etme yarışına girmemiş, hayır ve hasenat yarışında ümmetin annelerine en güzel şekilde örnek olmuşlardır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2022 Ay: Mart, Sayı: 205

İslam ve İhsan

HANIM SADECE AİLE İÇİN MİDİR?

Hanım Sadece Aile İçin midir?

SALİHA HANIMIN KIYMETİ VE FAZİLETİ

Saliha Hanımın Kıymeti ve Fazileti

SALİHA HANIMIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Saliha Hanımın Özellikleri Nelerdir?

SÂLİHA HANIM NASIL OLMALI?

Sâliha Hanım Nasıl Olmalı?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.