“Hanzala Münafık Oldu” Hadisi
“Münâfık oldum!” diye sahabiye Peygamberimizin (sav.) verdiği cevap nedir?
Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-, bir gün Hanzala -radıyallâhu anh-’a rastladı. Hâl ve hatırını sordu. Hanzala -radıyallâhu anh- büyük bir teessür ve endişe içinde:
HANZALA MÜNAFIK OLDU!
“–Hanzala münâfık oldu, ey Sıddîk!” dedi.
Hazret-i Ebû Bekir:
“–Sübhânallâh! Bu nasıl söz böyle?” deyince, Hanzala -radıyallâhu anh- şöyle devâm etti:
“–Biz, Hazret-i Peygamber’in sohbetinde iken, O bize cennet ve cehennemi hatırlatıyor, hattâ onları gözümüzle görüyormuş gibi bir hâle bürünüyoruz. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzûrundan çıkıp çoluk-çocuğumuz ve dünyevî maîşetimizle meşgul olmaya dalınca da duyduklarımızın pek çoğunu unutuveriyoruz. (O’nun sohbetindeki feyz ve rûhâniyetimizi kaybediyoruz.)” dedi.
Hazret-i Ebû Bekir -radıyallâhu anh-:
“–Vallâhi, buna benzer hâller bizde de oluyor.” dedi.
Bunun üzerine ikimiz kalkıp doğru Rasûlullâh Efendimiz’in huzûruna vardık ve durumu kendisine arz ettik. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:
“–Canım kudret elinde olan Allâh’a yemin ederim ki benim yanımdaki hâlinizi devamlı muhâfaza edip, zikr-i dâimî üzere olabilseydiniz, yatakta yatarken de yollarda yürürken de melekler sizinle musâfaha ederlerdi. (Üç defa tekrarlayarak):
«–Yâ Hanzala! Bâzen öyle, bâzen de böyle olur!»” buyurdu. (Müslim, Tevbe, 12)
Görüldüğü üzere ashâb-ı kirâm, devamlı bir nefs muhâsebesi hâlinde yaşamışlardır. Hayâtın bütün meşakkatlerine rağmen asıl endişeleri, kalbî hayatlarında bir zaafa mahal vermemek olmuştur.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları