Harakani Hazretlerinin Gazneli Mahmut’a Verdiği Nasihatler
Hindistan fatihi büyük sultan Gazneli Mahmut'un Ebû’l-Hasan Harakani Hazretleri’ni ziyaretinde kendisine verdiği nasihatler.
Sultan Gazneli Mahmût, Harakān köyü yakınlarına geldiğinde, medhini duyduğu Ebû’l-Hasan Harakani Hazretleri’ni ziyaret etmek istemişti. Evvelâ bir adamını çağırarak Harakānî Hazretleri’ne gitmesini ve:
“–Gazne Sultânı ziyaretinize gelecek, sizler de müridlerinizle beraber onu karşılamaya çıkın!” demesini emretti. Eğer tereddüt ederse de; “Allâh’a, Rasûlü’ne ve sizden olan emir sahiplerine (idârecilere) itaat ediniz...” (en-Nisâ, 59) âyetini hatırlatmasını tembih etti. Bu tâlimâtıyla Hazret’in nasıl davranacağını görerek onun mânevî kemâlini yoklamak istiyordu.
Elçi, kendisine verilen vazifeyi yerine getirince Harakānî Hazretleri ona şöyle dedi:
“–Mahmût’a de ki: «Ebû’l-Hasan; “Allâh’a itaat edin!” fermânıyla öyle meşguldür ki, seninle ilgilenecek hâli yoktur.»”
Bu söz, Sultan Mahmût’a derinden tesir etti. Yanındakilere:
“–Kalkın Şeyh’in huzûruna varalım, bu zât farklı bir insan, bizim bildiğimiz kişilerden değil!” dedi…
Huzûra varan Sultan Mahmût:
“–Bana bir nasihatte bulun!” dedi.
ŞU DÖRT ŞEYE DİKKAT ET
Harakānî Hazretleri:
“–Ey Mahmût, dört şeye dikkat et buyurdu.:
1- Takvâ.
2- Cemaatle îfâ edilen namaz.
3- Cömertlik
4- Halka şefkat.
Sultan Mahmût:
“–Bana duâ et!” diye ricâ etti.
HASAN HARAKANİ HAZRETLERİNİN GAZNELİ MAHMUT'A DUASI
Hazret:
“–Beş vakit namazda; «Allâh’ım, mü’min erkekleri ve mü’min kadınları affeyle!» diye duâ ediyorum. Sen de buna dâhilsin.” buyurdu.
Sultan Mahmût:
“–Husûsî duâ istiyorum!” dedi.
Harakānî Hazretleri:
“–Ey Mahmût, âkıbetin mahmût (hayırlı ve güzel) olsun!” diye duâ etti ve onları ayakta uğurladı.
Sultan Mahmût:
“–Geldiğimde iltifat etmemiştin, şimdi ise ayağa kalkıyorsun. O hâl neydi, bu ikram nedir?” diye sordu.
Hazret:
“–Gelirken sultanlık gururuyla ve imtihan için gelmiştin, şimdi ise gönül kırıklığı ve dervişlik hâliyle gidiyorsun. Dervişlik devletinin güneşi üzerinde ışıldamaya başladı. Daha önce sultan olduğun için kalkmadım, şimdi derviş olduğun için kalkıyorum!” dedi.
ONU GÖRMESEYDİM HAKİKATE EREMEZDİM
Sultan Mahmût gazâya gitmek üzere oradan ayrıldı.[1]
Ebû’l-Hasan Harakānî Hazretleri’ni, buna benzer daha pek çok büyük zât ziyaret etmiş ve birçoğu da ona mürîd olmuştur. İbn-i Sînâ da Harakānî Hazretleri’ni ziyaret edip onun tesirinde kalanlardandır.[2]
Menâzilü’s-Sâirîn adlı eserinde mânevî hâl ve makamları anlatan ve tasavvuf tarihinde mühim bir yeri bulunan Abdullah el-Ensârî el-Herevî de Harakānî Hazretleri’nin müridlerindendir. Nitekim o şöyle der:
“Hadis, fıkıh ve diğer İslâmî ilimlerde pek çok üstaddan ders okudum. Tasavvuftaki üstâdım ise Ebû’l-Hasan Harakānî Hazretleri’dir. Onu görmeseydim hakîkate eremezdim.”[3]
[1] Harakānî, Nûru’l-Ulûm, s. 298-300; Attâr, s. 598-599.
[2] Attâr, s. 597.
[3] Câmî, Nefahât, 482.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları