Haram Olan Yiyecekler

Haram olan yiyecekler hangileridir? İslam’da haram olan yiyecekler şunlardır...

Yiyeceklerde haram olanlar:

HARAM OLAN YİYECEKLER

  1. Meyte: Kendiliğinden ölmüş hayvan.

Boğulmuş, taş, sopa ve benzeri bir şeyle vurularak öldürülmüş, yukardan yuvarlanarak veya bir başka hayvan tarafından boynuzlanarak ölmüş hayvanlar ile canavarların yiyip artırdığı hayvanlar da ölmüş hayvan hükmünde olup, yenmez. Ancak bunlar ölmeden önce kesilecek olursa yenir.

  1. Kan: Usûlüne göre kesilen hayvanın vücudundaki kanın büyük bir kısmı dışarıya akar. İşte bu akan kan, yenmez. Ancak dalak ve ciğer gibi organlarda kalan kan ise akmış sayılmadığından bunlarla birlikte yenir.
  2. Domuz Eti: Allah, pis ve zararlı şeyleri haram kılmıştır. Domuz da bunlardan birisidir.

Domuz, pis olan gıdaları çok sevdiği için vücudunda fazla miktarda mikrop bulunur. Bu mikropların başında trişin ve tenya gelir. Bunlar insan sağlığı için çok tehlikelidir. Esasen modern tıp da domuz etinin her iklimde, özellikle sıcak bölgelerde insan sağlığı için çok zararlı olduğunu tespit etmiştir.

Domuz etinin haram kılınması, bu ve benzeri bugüne kadar bildiğimiz sebeplerden ibaret değildir. Belki zamanla bileceğimiz birtakım sebepler daha vardır. Hatta bilemeyeceğimiz sebepler de olabilir. Ama kesin olarak bildiğimiz ve inandığımız bir şey vardır ki o da, Cenab-ı Hakk’ın haram kıldığı şeyin bizim için zararlı olduğudur.

  1. Allah’tan Başkası Adına Kesilen Hayvan

Her canlıyı yaratan Allah olduğu gibi öldüren de O’dur. Hayvanları da insanların yararlanmaları için yaratmıştır. İnsan, etinden ve derisinden yararlanmak üzere hayvanı keserken yaratıcısından izin alması gerekir. Yaratıcısının adını anarak kesmek, O’ndan izin almak demektir. Ancak unutarak besmele çekmemiş olursa bu zarar vermez. Fakat hayvanı keserken Allah’tan başkasının adını anacak olursa işte bu hayvan yenmez.

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

“Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, boğulmuş, vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş, canavarların yediği hayvanlar —ölmeden yetişip kestikleriniz hariç—, dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılınmıştır...” (5/Mâide, 3.)

Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet

İslam ve İhsan

YİYECEK VE İÇECEKLERDE HARAMLAR

Yiyecek ve İçeceklerde Haramlar

HELALLER VE HARAMLAR

Helaller ve Haramlar

ETİ YENEN VE YENMEYEN HAYVANLAR

Eti Yenen ve Yenmeyen Hayvanlar

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.