Haset Ne Demektir? Kısaca Anlamı Nedir?
Haset ne demektir? Kuran'da nasıl ifade ediliyor? Kısaca anlamı nedir?
Türkçe'de "çekememezlik" anlamına gelen hased kelimesi bir ahlâk terimi olarak kişinin, başkalarının sahip bulunduğu maddî ve manevî imkânlarının elinden çıkmasını veya o imkânların kendisine geçmesini istemesi anlamına gelir. Kur'ân'da, Yahudilerin müslümanları küfre döndürme yönündeki niyet ve istekleri onların nefislerindeki hasede bağlanmak suretiyle hasedin temelde bir duygu ve niyet meselesi olduğu vurgulanmış (Bakara, 2/109), aynı zümrenin Allah tarafından müslümanlara bahşedilen başarıları kıskanması da haset kavramıyla ifade olunmuştur (Nisâ, 4/54). Ayrıca haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden Allah'a sığınılması gerektiği belirtilmiştir (Felâk, 113/5). Haset kelimesi hadislerde hem yukarıdaki anlamda, hem de "gıpta" anlamında kullanılmıştır (Buhârî, İlim, 15. zekat, 5. Ahkâm, 3; Ahmed, Müsned, II/9, 36). Hadislerde, haset hakkında oldukça sert ifadeler yer almaktadır. Buna göre, "Bir kulun kalbinde îmânla haset bir arada bulunmaz." (Nesâî, Cihad, 8); "Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi haset de iyilikleri yok eder." (İbn Mâce, Zühd, 22; Ebû Dâvûd, Edeb, 44). Bir başka hadiste de kin ile hasedin önemli sosyal problemlere yol açan ahlâkî hastalıklar olduğuna dikkat çekilmektedir (Müslim, Îmân, 243). Din kardeşliğini pekiştirmek ve sosyal barışı sağlamak için gerekli olan hususlar bir hadiste şu şekilde sıralanmaktadır: "Dedikodunun peşine düşmeyin, başkalarının kusurlarını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin,kin gütmeyin. Ey Allah'ın kulları, kardeş olun!" (Buhârî, Edeb, 57, 58; Müslim, Birr, 24, 28, 30, 32.)
Haset genellikle aralarında meslekî, iktisadî, ilmî, siyasî ve sosyal ilişkiler bulunan insanlar arasında ortaya çıkar. Psikolojik ve sosyal zararları bulunan ve şeytanî bir huy olan haset dinimizce haram kılınmış, gıpta ve hayırda yarışma (münafese) teşvik edilmiştir. Bir tür ruhî hastalık olan haset duygusu, insan tabiatındaki bencillik eğiliminden, dolayısıyla başkalarının kendisinden üstün durumda olmasına tahammül edememesinden kaynaklanır. Bu hal hasetçiyi bir tür bunalıma sokar ve mutsuz kılar. İnsanlar, yaratılıştan haset duygusu taşımalarına rağmen bu duyguyu aklın ve dinin buyruklarına uyarak baskı altında tutabilirler, onun etkisine maruz kalmaktan kendilerini koruyabilirler. Zira haset duygusunu bütünüyle yok etmek herkes için mümkün olmaz. Ayrıca haset edilen kimsenin de hasetçi ve muzır kimselere iyilik ve ikramda bulunarak onların kalplerindeki kötülük ateşini söndürmeye çalışmaları (Kasas, 28/54; Fussilet, 41/34-36), kendisine lütfedilen nimetleri kullanırken israftan kaçınmaları, davranışlarını başkalarının kıskançlığına sebep olmayacak şekilde ayarlamaları gerekir.
Kaynak: Diyanet
YORUMLAR