Hayat ve Ölüm Neden Yaratıldı?
“Allah ölümü ve hayatı niçin yarattı?” sorusu sıkça sorulan sorulardandır. Cenâb-ı Hak birçok âyet-i kerîmede, dünya hayâtını imtihan gâyesiyle yarattığını beyân etmektedir.
ALLAH ÖLÜMÜ VE HAYATI NİÇİN YARATMIŞTIR?
Gaflete dalarak asıl gâyemizi unutma ihtimâlimize karşı birer ilâhî îkâz mâhiyetindeki bu âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulmaktadır:
“Her canlı ölümü tadar. Bir imtihân olarak sizi hayırla da şerle de deniyoruz. Ve siz ancak bize döِndürüleceksiniz...” (el-Enbiyâ, 35)
“O ki, hanginizin daha güzel davranacağını denemek için ölümü ve hayâtı yaratmıştır...” (el-Mülk, 2)
HAYAT VE ÖLÜMÜN YARATILIŞ HİKMETİ
Bu yüzden, dünya hayâtında yaşadığımız ibâdet, muâmelât ve ahlâk ile alıp verdiğimiz bütün nefesler, son nefesimizin bir nevî pusulası hükmündedir. Aynı zamanda âhiretteki hâlimizin daha bu dünyadaki tercümânı gibidir.
İmâm Gazâlî -rahmetullâhi aleyh- şöyle der:
“Dünyada mârifet zevkine varamayan, âhirette müşâhede tadını alamayacaktır. Kişi dünyada kazanıp bedelini ödeyemediği bir şeye âhirette sâhip olamaz. Burada herkes neyi ekmişse âhirette onu biçecektir. Herkes yaşadığı gibi ölecek ve öldüğü gibi dirilecektir. İşte dünyada mârifete, yâni Hakk’ı tanıyıp mûcibince amel edebilmeye ne kadar muvaffak olmuş ise, âhirette onun nîmetine o derecede nâil olacaktır.”
Dolayısıyla herkes, alıp verdiği her nefes ile aslında kendisini ilâhî cezâ veya mükâfâta hazırlamaktadır. Cenâb-ı Hak âyet-i kerîmelerde, biz kullarını şöyle îkâz buyurur:
“Ey îmân edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun...” (et-Tahrîm, 6)
“Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında, kişi neler getirdiğini öğrenmiş olacaktır.” (et-Tekvîr, 12-14)
“Hâl böyle iken nereye gidiyorsunuz?” (et-Tekvîr, 26)
Bu bakımdan her insan; gidişâtına ve nereye hazırlandığına dikkat etmek mecbûriyetindedir. Bunu da son nefese bırakmayıp ömrü boyunca bu hassâsiyetle yaşamalıdır. Zîrâ kâr ve zarar, kazanç ve kayıp keyfiyetleri dünya hayâtına mahsustur. Kabirde ne bir kazanç, ne de bir kayıp artık söz konusu olmayacaktır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Son Nefes, Erkam Yayınları
YORUMLAR