Hayatımızın Bütün Safhalarında Şeriatın Olması Zaruridir

İSLAM

Şeriatın hayatımızdaki önemi nedir? Abdülkâdir Geylânî Hazretleri'nin başından geçen ve ders almamız gereken ibretlik hadise...

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri, başından geçen bir hâli şöyle anlatmıştır:

Bir gün gözümün önünde bir nur peydâ olmuş ve bütün ufku kaplamıştı. Bu nedir diye bakarken, nurdan bir ses geldi:

“–Ey Abdülkâdir, ben senin Rabbinim. Bugüne kadar yaptığın amel-i sâlihlerden öyle hoşnudum ki, bundan böyle sana haramları helâl eyledim.” dedi.

Ancak hitap biter-bitmez, ben bu sesin sahibinin şeytan -aleyhillâne- olduğunu anladım ve:

“–Çekil git ey mel’un! Gösterdiğin nur, benim için ebedî bir zulmettir/karanlıktır.” dedim.

Bunun üzerine şeytan:

“–Rabbinin sana ihsân ettiği hikmet ve firâsetle yine elimden kurtuldun! Hâlbuki ben yüzlerce kimseyi bu usûl ile yoldan çıkarmıştım.” diyerek uzaklaştı.

Ellerimi yüce dergâha açtım; bunun, Rabbimin bir fazl u keremi olduğu idrâki içinde şükürler eyledim.

Bu sözleri dinleyen cemaatten biri sordu:

“–Ey Abdülkâdir! Onun şeytan olduğunu nereden anladın?”

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri cevap verdi:

“–Sana haramları helâl kıldım, demesinden!..”

İşte bu, her mü’minin ömrü boyunca muhtaç olduğu bir firâsettir. Zira bir kul, sâlih amelleri ve güzel ahlâkı sebebiyle helâl-harama riâyet mükellefiyetinden muaf tutulacak olsaydı, evvelâ insanlığın Hakk’a kulluktaki zirvesi olan Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz muaf tutulurdu. O’na bile böyle bir imtiyaz tanınmadığına göre, hiç kimseye de tanınacak değildir.

Yani hayatımızın, bütün safhalarında şeriatın olması zaruridir.