Hayır ve Şerrin En Çok İndiği Gün

Hadisleri

Ashab-ı kiram, her konuda bilgi sahibi olmak için Rasûlullah'ın (s.a.v) huzuruna çıkar sorular sorardı. Bazen öyle bir hal alırdı ki Peygamber (s.a.v) Efendimizin öfkesini celbederdi.

Enes (r.a) şöyle anlatır:

İnsanlar Peygamber (s.a.v) Efendimiz’e sorular sordular. Bunda o kadar aşırı gittiler ki, bir gün minbere çıkıp (öfkeyle):

“–Sorun, her sorunuza cevap vereceğim!” buyurdular.

Cemaat bu sözü işitince, korkuyla başlarını öne eğdiler ve büyük bir hâdisenin meydana gelmesinden korktular. Sağıma soluma baktığımda herkesin elbisesini başına çekip ağladığını gördüm. Derken, babasına nisbeti hususunda şüphe olan bir kimse söz alıp:

“–Ey Allah’ın Rasûlü! Babam kimdir?” dedi.

Rasûlullah Efendimiz (s.a.v):

“–Baban Huzâfe’dir!” buyurdular.

Herkesin korku içinde olduğunu gören Ömer (r.a), merhamet dileyen bir edâ ile:

“–Yâ Rasûlallah! Rab olarak Allah’tan, din olarak İslâm’dan, peygamber olarak da Muhammed’den râzıyız. Fitnelerden Allah’a sığınırız” dedi.

Bunun üzerine Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v):

“–Hayır ve şer her ikisinin de bugünkü kadar bol indiğini hiç görmedim. Bana Cennet ve Cehennem gözle görülecek hâle getirildi ve onları şu duvarın önünde gördüm!” buyurdular. (Buhârî, Tefsir, 5/12, Rikâk 27; İ’tisam 3; Müslim, Fedâil, 134-138)

Bunun üzerine şu âyet-i kerîme nâzil oldu:

“Ey iman edenler! Açıklandığında hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın! Eğer Kur’ân indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. (Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir. Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir. Sizden önce de bir toplum onları sormuş, sonra da bunlar sebebiyle kâfir olmuşlardı.” (el-Mâide, 101-102)