Hayırda Acele Etmenin Ehemmiyeti
Peygamber Efendimiz, hayırda acele etmenin ehemmiyetini, kendi örnek hayâtında sergilediği sayısız fazîletlerle tebliğ buyurmuşlardır.
Ukbe bin Hâris (r.a.) şöyle nakleder:
Bir keresinde Efendimiz’in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Allah Resûlü selâm verip namazı bitirdi ve sür’atle yerinden kalktı. Aceleyle hanımlarından birinin odasına gitti. Cemaat, O’nun bu telâşından endişe ettiler. Fahr-i Kâinât Efendimiz kısa bir süre sonra döndü. Bu acele davranışı sebebiyle ashâbının meraklanmış olduğunu gördü ve şöyle buyurdu:
İNFAKTA ACELE ETMEK
“–Odamızda birazcık altın -veya gümüş- olduğunu hatırladım. Beni hayırda acele etmekten alıkoymasın diye hemen dağıtılmasını emrettim.” (Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-Salât 18; Nesâî, Sehv, 104)
Diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyrulur:
“Sadaka vermekte acele edin. Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, III, 110)
Nasıl ki namazın fazîleti ilk vaktinde edâ edilmesinde ise, infâkın fazîleti de geciktirilmeden ilk fırsatta yapılmasındadır. Bu nebevî ahlâk, en çok Rasûlullah vârisi olan Hak dostu âlim ve âriflerin hayâtında mâkes bulmuştur.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 1, Erkam Yayınları