Hayızlı Kadına Yaklaşmak ile İlgili Hadisler

Hayızlı kadına yaklaşmanın hükmü nedir? Hayızlı kadına yaklaşmak ile ilgili hadisler…

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan rivâyet olunmuştur:

Hayız halinde ailesine yaklaşan kimse hakkında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (Bir veya yarım dinar dağıtır) buyurdu.

Ebû Dâvud diyor ki: Sahih rivâyet böyledir. İbn-i Abbas bu rivâyetinde bir dinar veya yarım dinar dedi. Ancak, çok kere (Şu’be) yarım dinar hakkındaki rivâyeti Rasûlullah’a ref etmedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 106/264; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 103, n. 136-137, s. 244-245, c. 1; Neseî, Kitâb’ut-tahâret, b. 93, n. 290, s. 153, c. 1; İbn-i Mâce, Kitâb’ut-Tahâret, b. 123, n. 640, s. 210, c. 1)

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan: “Erkek ailesine kanın ilk günlerinde yaklaşırsa bir dinar, kanın kesilme günlerinde yaklaşırsa yarım dinar tasadduk eder” buyurdu.

Ebû Dâvud: İbn-i Cüreyc Abdulkerim’den o da Müksim’den aynı şeklide rivâyet etmiştir dedi. (Ebû Dâvûd, Taharet, 106/265; Tirmizî, Kitâb’ut-Tahâret, b. 103, n. 136-137, s. 244-245, c. 1)

*

İbn-i Abbas radıyallahu anh’dan: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “Bir kimse ailesi hayızlı iken cima ederse, yarım dinar dağıtsın,” buyurdu.

Ebû Dâvud Ali bin Bezime Müksim’den o da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den mürsel olarak rivâyet etti, dedi.

Evzâî, Yezid bin Ebi Mâlik’ten, o da Abdulhumeyd bin Abdurrahman’dan, o da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den “bir dinarın beşte ikisini tasadduk etmesini emir ederim,” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Taharet, 106/266)

Hadisin Açıklaması

Hayızlı iken hanımına cima eden kimseye keffaret lâzım gelmesi hususunda ilim adamları ihtilaf ettiler. Evzâî, Ahmed bin Hanbel, İshak bin Rahuye ve ilk fetvasında Şâfiî hazretleri de keffaret lâzım gelir dediler. İmâm-ı Şâfiî sonradan Mısır’daki fetvalarında keffaret lâzım gelmeyip, tevbe ve istiğfarda bulunması lâzım geldiğini söylemiştir. Ahmed bin Hanbel hazretlerine göre bir dinar tasadduku ile yarım dinar arasında muhayyerdir dedi. İbn-i Abbas, eğer kanın ilk günlerinde cima etmişse bir dinar, son günlerinde cima etmişse yarım dinar keffaret lâzımdır diyor. Hanefîlere göre, tevbe ve istiğfar kâfi ise de bir veya yarım dinar tasadduk etmesi mendubtur, (Maâlim, c. 1, s. 173)

Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ÂDETLİ KADINA YASAKLANAN ŞEYLER

Âdetli Kadına Yasaklanan Şeyler

KADINLARIN ÖZEL HÂLLERİ (ÂDET, LOHUSALIK VE İSTİHÂZE) İLE İLGİLİ HADİSLER

Kadınların Özel Hâlleri (Âdet, Lohusalık ve İstihâze) ile İlgili Hadisler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.