Hayra Koşmanın Zamanı
Hayra koşmanın belli bir zamanı var mı?
Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:
Uhud Savaşı’nda bir adam Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e:
- Eğer öldürülürsem, nerede olurum? diye sordu.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemde:
- “Cennet’te” cevabını verdi.
Bunun üzerine adam, (yemekte olduğu) elindeki hurmaları fırlatıp attı; harbe daldı ve şehid düşünceye kadar savaştı. (Buhârî, Meğâzî 17; Müslim, İmâre 143. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd 31)
HAYRA KOŞUN
Hayra koşmakta Hz. Peygamber’in nasıl sür’at gösterdiğini önceki hadiste görmüştük. Burada ise, Resûl-i Ekrem’in terbiyesiyle yetişme bahtiyarlığına eren sahâbîlerden konuya ait canlı ve çarpıcı bir örneği görmekteyiz. Uhud Savaşı devam ederken, hurma yiyerek Hz. Peygamber’e gelip, harbte öldürüldüğü takdirde âhirette cennette mi, cehennemde mi olacağını soran sahâbî, “cennette” olacağı müjdesini alır-almaz, cihada ve cennet mutluluğuna, elindeki hurmaları bitirmeden hemen koşmuş, derhal harbe tutuşmuş ve şehid oluncaya kadar dövüşmüştür. İşte bu tereddütsüzlük, iyiliği ve hayrı anında yerine getirme gayreti sahâbe-i kirâmın alâmet-i fârikası olmuştur. Onlar bu halleriyle bütün müslüman nesillere örnek olmuşlardır.
Hadis kitaplarımız benzeri bir olayın Bedir Savaşı’nda da yaşandığını haber vermektedir.
Zamanlama her konuda önemlidir. İyiliklere koşmakta en uygun zamanın, ele geçen “ilk fırsat” olduğu kesindir. Sahâbe-i kirâm işte bu uygulamanın kahramanlarıdır.
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1. Şehidler cennettedir.
2. Hayra koşmakta acele etmek esastır.
3. Ashâb-ı kirâm hayra koşmakta tereddüt göstermezlerdi.
4. Bilmediğini sormak ve öğrenmek güzel bir davranıştır.
Kaynak: Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları