Hayvanlar Tarafından Yapılan Mucizevi Yapılar

Devasa ekosistemin bir parçası olan hayvanlar tarafından inşa edilen mucizevi ve ilginç yapıları sizler için derledik.

İşte akıllara durgunluk veren yapılar...

DOKUMA YUVASI

Philetairus socius kuşlarının apartman binalarına benzeyen yuvalarında 400 kadar kuş birlikte yaşar. Ve aynı yuva, yüz yıl boyunca farklı jenarasyonlar tarafından kullanılabilir. Bazı yuvalar o kadar büyüktür ki inşa edildiği ağacı bile yıkabilir. Çubuk, sarmaşık ve çamur gibi maddeler kullanılarak oluşturulan yuvadaki girişler aşağıdandır. Girişte yırtıcılara karşı güvelik sistemi olarak kesici ve delici çubuklarla dolu bupi tuzaklarından oluşan tüneller vardır. Konfor yuvanın içindeki odaların tabanına serilen çimlerle sağlanır.

DOKUMACI

İç kısımlardaki odalar gece havalar soğuduğunda, dış kısımlardaki odalar ise gündüz kavurucu sıcaklarda kullanılır. 2012'de Brezilya'da keşfedilen dünyanın en büyük karınca yuvası, 8 metrelik bir derinliğe sahipti ve 47 metre karelik bir alana yayılıyordu.

KARINCA YUVASI

Tahminlere göre karıncalar bu mega şehri inşa ederken 40 ton toprağı yüzeye taşımışlardır. Şehirde bağlantılar tıpkı bizim caddelerimiz gibi geçen çok sayıda ana ve ara yolla sağlanmış ve bazı tünellerin sadece atıkların biriktirildiği depolara veya bahçelere çıktığı görülmüştür.

KARINCA

Bizler için belki de en ilginç olanı ilkel olarak değerlendirdiğimiz bu canlıların yuvalarının bir bölümünü tarım alanı olarak ayırarak burada kendileri için sindirimi kolay besin maddesi üreten mantarları yetiştiriyor olmalarıdır.

TERMİT GÖKDELENİ

Termit gökdelenine hoş geldiniz. Bu hayvanlar karıncalar gibi yerin altına inmenin yanı sıra üstüne de inşa etmeyi severler.

C1MF45 Ethiopia, Yabelo, children of the Borena tribe on a termite mound

Termit topluluğu; kraliçe, kral, işçiler ve asker termitlerden oluşmaktadır. Yuva; kraliçeden alınan emirlerden sonra tükürüklerle karıştırılan ve kuruduktan sonra neredeyse beton sertliğine ulaşan toprak parçaları ile milyonlarca işçi tarafından birkaç yılda inşa edilir. Yapıtın derinliği 2, 3 metreyi, yüksekliği ise 9 metreyi bulabilmektedir. Eğer bir saldırı olursa veya asker termit sayısı azalırsa kraliçenin emriyle farklı besleme yöntemine tabi tutulan işçi termitler asker olarak yetiştirilmeye başlanır.

SU BARAJI

1970'lerin ortalarından itibaren bu kemirgenler hayatlarını dev bir barajı inşa etmek için ağaçları devirmeye adadılar.

SU SAMURU

Barajın yapılma amacı yaşadıkları nehirde bulunan su miktarının her zaman için aynı seviyede kalmasını sağlamaktı. Böylelikle fazla yağmur yağdığında su kenarındaki yerleşim yerlerine su basmayacak veya bölgede kuraklık yaşandığında su seviyesi alçalmayacak ve yuvaları ortada kalmayacaktı. Ayrıca beslendikleri balıkların nüfuslarını da kontrol altında tutulmuş olacaklardı. Ağaç gövdelerini, taşları ve çamuru kullanan kunduzların çalışma arasında dinlenmeleri için kendilerine ait kulübeleri de var.

AİLE YUVASI

1990’lı yıllarda Pasifik okyanusun tabanında dalgıçlar çok gizemli bazı motifler keşfetmişlerdi. Su seviyesinin 24 metre altında, kumlara çizili duran ve mükemmel bir simetriye sahip olan bu gizemli şekil, 12 cm uzunluğundaki erkek kirpi balığının çiftleşme öncesi inşa ettiği bir yapıydı. Balık bu yapıtı oluşturmak için 1 hafta boyunca aralıksız 24 saat çalışıyordu, çünkü bir anlık bile olsa ara vermesi tabandaki su akıntısının şekli bozmasına yol açabilirdi. Dişisini elde edebilmek için türlü uğraşlar verdikten sonra dişi motifleri beğenir ve yapıtın merkezine yumurtlamaya başlar.

1717_25

Yapıttaki her bir motif tabandaki su akımını yavaşlatmaya ve böylelikle merkezde bulunan yumurtaların hasar görmemesine yarar. Yumurtlama işlemi bittikten sonra dişi ayrılır ve erkek bölgeyi diğer olumsuz dış etkenlere karşı korumak için 1 hafta daha burada kalır. Ve bir düşmanla karşılaştığında içine 1 litre su çekerek kendini 2 kat daha büyük gösterir ve ne pahasına olursa olsun yerinden ayrılmaz.

Kaynak: Haber 7

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.