Hazarda Teyemmüm ile İlgili Hadisler
Hazarda teyemmüm almak gerekir mi? Hazarda/seferde teyemmüm ile ilgili hadisler...
İbn-i Abbas’ın azatlısı Umeyr radıyallahu anh’dan:
O, İbn-i Abbas’ı şöyle derken işitti. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın hanımı Meymune’nin azatlısı Abdullah bin Yesar ve ben geldim. Ebü’l Cüheym, İbn-i El-Haris bin Sımmatil ensarî’nin yanına girdik. Ebü’l Cüheym şöyle anlattı:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Cemel kuyusu tarafından geliyordu. Ona bir adam rastgeldi ve selâm verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem selâmını iade etmedi. Bir duvara gelerek yüzünü ve kolarını meshettikten sonra ona selâmını iade etti. (Ebû Dâvûd, Taharet, 124/329; Buharî, Kitâb’ut-tahâret, b. 2, s. 7. c. 1; Neseî, Kitâb’ut-Tahâret, n. 322, c. 1; Müslim,KKitâb’ut-Tahâret, b. 28, n. 369, s. 281, c. 1)
Hadisin Açıklaması
Bî’ri Cemel: Deve kuyusu demektir. Medine yakınında bir yerin adıdır.
*
Nâfî radıyallahu anh’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
İbn-i Ömer’le beraber İbn-i Abbas’a bir hacet için gitmiştik. İbn-i Ömer ihtiyacını temin etti. Onun o günkü hadislerinden birisi şu oldu: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e sokaklardan bir sokakta bir zat rastgeldi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yenice büyük veya küçük abdestten çıkmıştı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e selâm verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem iade etmedi. Nerde ise o şahıs sokaktan görünmeze gidiyordu. Ellerini duvara vurup onlarla yüzünü meshetti. Sonra yine vurup kollarını meshetti ve o şahsa selâmını iade ederek, “senin selâmını iade etmekten beni men eden bir şey yoktu. Fakat Abdestsizdim. Onun için iade etmedim,” buyurdu.
Ebû Dâvud dedi ki:
Ahmed bin Hanbel’in şöyle dediğini işittim.
Muhammed bin Sâbit teyemmüm hakkında münker bir hadis rivâyet etti.
İbn-i Dase; Ebû Dâvud şöyle dedi, diyor:
Muhammed (İbn-i Sâbit’in) Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivâyet ettiği hadisinde, ellerini yere vuruşa tabi olunmadı. Huffaz onu İbn-i Ömer’in fiilinden olarak rivâyet ettiler. (Ebû Dâvûd, Taharet, 124/330)
*
İbn-i Ömer radıyallahu anh’dan, rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem büyük abdestten dönüyordu, Cemel kuyusu yanında O’na bir kimse rast geldi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e selâm verdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem O’na selâmını iade etmedi, bir duvara gelip ellerini duvara koydu, yüzünü ve kollarını meshettikten sonra selâmı iade etti. (Ebû Dâvûd, Taharet, 124/331)
Hadisin Açıklaması
Bu hadis-i şerifler, zaruret bulunduğu zaman suyun bulunduğu şehir içinde teyemmüm yapılabileceğine, eğer toprak yoksa duvarlara vurarak da teyemmümün caiz olacağına delâlet ederler. Abdestsiz kimse selâm verebilir ve alabilir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bu zatın selâmını teyemmüm ettikten sonra almış ve temizlenmeden selâmı iade etmeyi uygun görmedim, buyurub selâm ve diğer zikirlerde abdestli olmanın daha iyi olacağını talim etmiştir.
Kaynak: İbrahim Koçaşlı, Sünen-i Ebî Davud ve Tercemesi, Erkam Yayınları
YORUMLAR