Hedy Kurbanı Nedir?
Hedy kurbanı nedir? Hedy kurbanı hakkında ayetler var mıdır? Hedy kurbanı ve dayandığı deliller.
Hac veya umre menâsikiyle ilgili olarak kesilen kurbanlara “hedy” denir. Hedy, Kâbe’ye ve Harem bölgesine hediye olmak üzere kesilen kurban demektir. Kurban bayramı dolayısıyla kesilen kurbanlara ise “udhiyye” denir. Yükümlülük bakımından bu iki çeşit kurban birbirinden farklı ise de, kesilecek hayvan çeşitleri ve bunlarda aranan nitelikler bakımından aralarında bir fark bulunmaz. Nitekim udhiyede olduğu gibi, hedy kurbanı da deve, sığır, koyun veya keçi cinsinden olabilir. Deve beş, sığır iki, koyun veya keçi ise bir yaşında olmalı yahut gösterişli ise altı ayını doldurmuş bulunmalıdır. Bunlardan koyun ve keçi bir kişi, deve ve sığır cinsi ise yedi kişi için kesilir. Hacda koyun ve keçi cinsinden olan kurbana “dem”, sığır ve deve cinsinden olana “bedene” denir. Deve veya sığırı ortaklaşa kesecek olanların, niyetleri Allah için kurban (kurbet) olmak şartıyla, kurbanlarının vasıflarının aynı olması gerekmez. Buna göre şükür, ceza, adak, nâfile kurbanı veya udhiye gibi değişik türde kurban kesecek olan yedi kişi birleşerek bir sığır veya deve kesebilirler.
Şâfi ve Hanbelîler’e göre ise, kurban ortaklarından her birinin niyetlerinin kurbet olması da gerekmez, ortaklar arasında et için katılanlar da olabilir.
İfrad haccı veya umre yapanların, ceza kurbanı kesmeyi gerektiren bir durum olmadıkça hedy kurbanı kesmeleri gerekmez. Bunların isterlerse nâfile olarak kurban kesmeleri müstehap sayılmıştır. Temettu’ veya kıran haccı yapanların ise şükür kurbanı kesmeleri vâciptir. Diğer yandan haccın vaciplerinden birisini terk etme veya bir ihram yasağına uymama yüzünden kefâret amacıyla kesilen kurban da bir ceza kurbanı olarak hedy niteliğindedir.
HEDY KURBANI İLE İLGİLİ AYETLER
Kur’an-ı Kerim’de hedy kurbanı ile ilgili hükümler şu âyette toplanmıştır: “Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın. Eğer hacdan engellenmiş olursanız, size gücünüzün yettiği bir kurban gerekir. Kurban, kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden kim hasta olur veya başında bir rahatsızlık bulunursa tıraş olabilir. Ve bunun için oruç tutmak veya sadaka vermek yahut da kurban kesmek suretiyle fidye versin. Sonra güvene kavuştuğunuzda, hac zamanına kadar umreden yararlanmak isteyene, gücünün yettiği bir kurban gerekir. Kurban bulamayan kimseye hac sırasında üç gün, döndüğünüzden sonra da yedi gün oruç tutması gerekir. Bu, tam on gündür. Bu, ailesi Mescid-i Haram çevresinde oturmayan kimseler içindir.”[1]
Bu âyet, Hudeybiye antlaşmasından sonraki yılda yapılan Kaza umresi yılında inmiştir. Haccın farz olduğunu kesin olarak ifade etmeyip, başlanmış olan hac ve umrenin tamamlanmasının vacip olduğunu bildirir. Başında rahatsızlık bulunan Ka’b İbn Ucre’nin ihramlı iken Hz. Peygamber’e başvurması üzerine; kendisine tıraş olmasını bildirmiş, bu arada yukarıdaki âyetin ikinci bölümü inince de, “üç gün oruç tut veya yedi yoksulu doyur yahut da kolayına gelen bir kurban kes” buyurmuştur. Başka rivayette; kurbanın koyun olması veya yedi yoksuldan herbirine, fitre miktarı kadar sadaka vermesinin emredildiği bildirilir.[2]
Büyük baş hayvanların kurban olarak Allah’ın sembollerinden kılındığı bildirildikten sonra, etleri için şöyle buyurulur: “..Kesilip yan üstü yere düştüklerinde, artık onlardan hem kendiniz yeyin, hem de ihtiyacını gizleyen gizlemeyen yoksullara yedirin.” [3]
Diğer yandan hedy kurbanının daha çok saygınlığı ile ilgili uyarılar yapan dört âyet daha bulunmaktadır. Hedy kurbanına ve onun kurban olduğunu göstermek için takılan işaretlere saygısızlık edilmemesi,[4] ve bunların dirlik düzenlik nedeni sayılması,[5] ihramlı iken av hayvanını bilerek öldürenin, buna denk bir hedy kurbanını tazminat olarak kesmesi,[6] Mescid-i Haram ziyaretini ve bekletilen hedy kurbanlarının yerlerine ulaşmasını engelleyen kimselerin kınanması[7] bunlar arasındadır.
Ayrıca Kütüb-i Sitte’de 96 kadar hadiste hedy kurbanı ile ilgili uygulama örnekleri bulunur.[8]
Dipnotlar:
[1] Bakara, 2/196, bk. Mâide, 5/2, 95, 97; Feth, 48/25; Hac, 22/36, 37. [2] bk. Buhârî, Muhsar, 6, 7. [3] Hac, 22/36. [4] Mâide, 5/2. [5] Mâide, 5/97. [6] Mâide, 5/95. [7] Fetih, 48/25. [8] bk. Wensinck, el-Mu’cemu’l- Mufehres, “Hedy” maddesi.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları
YORUMLAR