Helak Olmak İsteyen Kavim

Sorularla İslam

Nuh tufanı neden olmuştur?

Nuh -aleyhisselâm- insanları Hak Din’e dâvet etmeye başladığında bir grup insan ona îmân etti. Bundan sonra kimse îmân etmediği gibi, kavminin ona ve mü’minlere yaptıkları eziyetler de had safhaya ulaştı. Öyle ki kavmi, câhilâne bir cesâretle ilâhî azâbı isteyecek kadar ileri gittiler:

“Dediler ki: –Ey Nuh! Bizimle mücâdele ettin ve bize karşı mücâdelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, kendisiyle tehdit ettiğini (azâbı) bize getir!” (Hûd, 32)

Bu vahiyden sonra zâlim kavim, Nuh’u küçük görüp tebliğini yalanlamaya devam ettiler. Daha da ileri giderek “Vaad ettiğin azâbı getir!” demeleri üzerine Nuh -aleyhisselâm-, Allah’ın irâde ve tasarrufunu onlara bir kez daha hatırlattı:

“Dilerse, onu başınıza ancak Allah getirir! Siz O’nu âciz bırakamazsınız. Allah sizi azdırmak isterse, ben size öğüt vermek istesem de faydası olmaz. O sizin Rabbinizdir. O’na döneceksiniz!..” (Hûd, 33, 34)

NUH TUFANININ HABERCİSİ

Cenâb-ı Hak, bir türlü uslanmayan bu azgın kavmi ilâhî azâbın ilk habercisi olarak, kırk sene yağmursuz bıraktı. Çocukları olmadı, hayvanları telef oldu. Çaresiz kalarak Hazret-i Nuh’a mürâcaat ettiler. O da:

“– Putlara tapmaktan vazgeçin, ben de sizin için duâ edeyim!” dedi. Sonra Nuh, Cenâb-ı Hakk’a şu şekilde duâ etti:

–Yâ Rabbi, ben kavmime dedim ki: “Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır.” (Nûh, 10)

“(Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin;” (Nûh, 11)

“Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın; size bahçeler ihsân etsin; sizin için ırmaklar akıtsın!..” (Nûh, 12)

Nuh -aleyhisselâm-, kavmini nasihat ve îkâza şöyle devam etti:

“Size ne oluyor ki, Allah’a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz. Oysa O, sizi türlü merhalelerden geçirerek yaratmıştır!” (Nûh, 13, 14)

“Görmediniz mi, Allah yedi kat göğü birbiriyle âhenk içinde nasıl yaratmış; onların içinde ayı bir nur kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır!” (Nûh, 15, 16)

Allah, sizi de yerden bitki (bitirir) gibi bitirmiştir. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden çıkaracaktır.” (Nûh, 17, 18)

“Allah, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır..” (Nûh, 19, 20)

NUH TUFANININ SEBEBİ

Ancak bu inatçı, putperest kavim, hikmetli nasihatlere kulak asmadılar. Böylece:

Öğütlerin fayda vermemesi üzerine “Nuh: –Rabbim! dedi: Doğrusu bunlar bana karşı geldiler de, malı ve çocuğu kendi ziyânını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye17 uydular.” (Nûh, 21)

“Bunlar da, büyük hîleler, büyük desîseler kurdular!” (Nûh, 22)

“(Rabbim! Onlar birbirlerine) dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd’den, Süvâ’dan, Yeğûs’dan, Yeûk’dan ve Nesr’den aslâ vazgeçmeyin!” (Nûh, 23)

(Böylece) onlar, gerçekten bir çoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zâlimlerin ancak şaşkınlıklarını artır!” (Nûh, 24)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları