Helâl Lokma Hassâsiyeti
Hz. Ebû Bekir'in helâl lokma hassâsiyetini gösteren ibretlik kıssa...
Ebû Bekir Sıddîk (r.a)’ın bir kölesi vardı. Bu köle kazancının belli bir kısmını ona verir, o da bundan yerdi. Yine birgün köle kazandığı bir şeyi getirdi. Ebû Bekir (r.a) da ondan bir lokma aldı. Bunun üzerine köle:
“–Her akşam bana kazancımın mâhiyetini sorardın, bu akşam sormadın?” dedi.
Ebû Bekir (r.a):
“–Çok açtım, sormayı unuttum, peki söyle bakalım nasıl kazandın?” diyerek açıklamasını istedi.
Köle:
“–Falcılıktan anlamadığım hâlde câhiliye devrinde falcılık yaparak bir adamı aldatmıştım. Bugün onunla karşılaştık. Adam o yaptığım işe karşılık size ikram ettiğim bu yiyeceği verdi” deyince Hz. Ebû Bekir (r.a), parmağını boğazına götürerek (tüm eziyetine rağmen) yediklerinin hepsini çıkardı. Köleye dönerek:
“–Yazıklar olsun sana! Az kaldı beni helâk ediyordun” dedi.
Kendisine:
“–Bir lokma için bu kadar eziyete değer miydi?” diyenlere Hz. Sıddîk (r.a):
“–Canımın çıkacağını bilsem bile, yine de o lokmayı çıkarırdım. Çünkü Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’den duydum:
«Haramla beslenen vücuda Cehennem daha lâyıktır» buyurdular” cevâbını verdi. (Ebû Nuaym, Hilye, I, 31. Bkz. Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 26; Hâkim, IV, 141; Ahmed b. Abdullah et-Taberî, er-Riyâdu’n-nadra, II, 140–141)
Şu âyet-i kerimede bu ve benzeri hassâsiyetler methedilmektedir:
“Kim de Rabbinin makamında durup hesap vermekten korkar da nefsini hevâ ve heveslerden alıkoyarsa, şüphesiz onun varacağı yer Cennet’tir.” (en-Nâziât, 40-41) (Kurtubî, XIX, 135)