Helal Sertifikası Veren Avrupa Kuruluşlarına Dikkat!

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Hüseyin KamiBüyüközer, helal ürün sektörünü değerlendirdi. Büyüközer, “Helal ürün sektörü dünya genelinde 3 trilyon doların üzerinde pazara sahip. Bu durum ister istemez Avrupa’da birilerinin iştahını kabartıyor. Helal gıda sektörünü tamamen kontrolleri altına almak istiyorlar” dedi.

Avrupa’da hızla artan Müslüman nüfusunun, helal gıda sektörünün de büyümesine vesile olduğunu belirten Büyüközer, ”Araştırma Merkezleri’nin verilerine göre, hâlihazırda Avrupa genelinde yaşayan Müslüman nüfus 50 milyona yaklaştı. Bu durum yerli-yabancı çok sayıda firmanın helal gıda sektörüne girmesine sebep oluyor. Bununla birlikte diğer bütün sektörlerde olduğu gibi helal gıda sektöründe yaşanan hızlı büyüme de beraberinde çeşitli sorunları getiriyor” diye konuştu. Her şeyden önce helal kesimle ilgili tartışmaların yıllardır dinmek bilmediğini söyleyen Büyüközer, “İlerleyen teknolojiye paralel yeni kesim teknikleri, sorunu çözmek bir tarafa daha da karmaşık hâle getiriyor. AB genelinde hayvana eziyet verdiği gerekçesiyle boğazlamanın yasaklanmasından sonra gündeme gelen tabanca ya da elektrikle şoklama veya daha da kötüsü gazla öldürme yöntemi, İslam’ın helal kesim konusundaki kuralları son derece açık olmasına rağmen, sadece sıradan Müslümanlar değil, din adamları arasında da büyük tartışmalara sebep oldu“ ifadelerini kullandı.

İSLAMİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI TARAFINDAN KABUL EDİLEN BİR ÜST KURULUŞ BULUNMUYOR

Yakın zamanda patlak veren at eti skandalı Avrupa’da ‘helal gıda’ tartışmalarını yeniden alevlendirdiğini belirten Dr. Büyüközer: ”Zira İrlanda ve Hollanda’da kesilen atlar, Avrupa’nın birçok ülkesine satılmıştı ve satın alanlar arasında ‘helal sertifikalı’ ürün sattığını iddia eden firmalar da vardı. Söz konusu etleri Avrupa genelinde 370 firma almıştı ve bunlar arasında sattığı ürünlerin üzerinde helal sertifikası bulunan bazı firmalar da vardı. Bu durum ister istemez akıllara ‘helal sertifikası’ veren Avrupa’daki kurumların güvenilir olup olmadığı sorusunu getiriyor. Hâlihazırda helal sertifikaları konusunda Avrupa genelinde faaliyet gösteren ve bütün İslami sivil toplum kuruluşları tarafından kabul edilen bir üst kuruluş bulunmuyor“ şeklinde konuştu.

Kaynak: milligazete.com.tr

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.