Hem Cami Temizliyor Hem Kur’an Öğreniyorlar

Sivas’ta denetimli serbestlik kapsamında caminin temizlik ve bakım işleri için görevlendirilen hükümlüler, bir taraftan camiyi temizliyor diğer taraftan gönüllü olarak katıldıkları derslerle imamdan Kur’an-ı Kerim okumayı öğreniyor.

Sivas’ta çeşitli suçlardan hapis cezası alan ve denetimli serbestlik uygulaması kapsamında kentteki bir caminin temizliği için görevlendirilen 13 hükümlü, hem camiyi temizliyor hem gönüllü olarak Kur’an-ı Kerim okumayı öğreniyor.

Çeşitli suçlardan hapis cezalarını çektikten sonra denetimli serbestlik uygulaması kapsamında tahliye edilen 13 hükümlü, haftanın 5 günü Mehmet Akif Ersoy Camisi’nin temizliğini yapıyor.

Sabah saat 08.00’de mesaiye başlayan hükümlüler, saat 12.00’ye kadar cami içinin temizliğini yapıyor ve bahçe işleriyle ilgileniyor. Hükümlüler, öğleden sonra ise gönüllü olarak cami imamından dini bilgiler eğitimi alıyor ve Kur’an-ı Kerim okumayı öğreniyor.

İmam Yusuf Yıldırım, Sivas Müftülüğünün “Gençliğe Sahip Çıkalım, Gençliğe Değer Katalım Projesi” çerçevesinde çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

Denetimli serbestlik kapsamında 13 kişinin camilerinde görevlendirildiğini ifade eden Yıldırım, “Camimizin temizliği, bakımı ve güzelleştirilmesi için çalışıyorlar. Kalan zamanımızda da cami dersleri yapıyoruz. Kur’an öğrenmek isteyen arkadaşlarımıza Kur’an öğretiyoruz. Kur’an okumayı bilenlere de ezberlerini ve derslerini öğretiyoruz.” dedi.

Camide denetimli serbestlik kapsamında görev alanlar arasında Kur’an okumayı bilenlerin ve yeni okumaya başlayanların olduğunu aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:

“Müftülüğümüzün her ay bize vermiş olduğu bir kitap var. Bir hadisi arkadaşlarımla beraber okuyup istişare ediyoruz. Her gün bir konu işlemiş oluyoruz. Derslere katılım kesinlikle zorunlu değil, gönüllülük esasına dayanıyor. Hiç kimseyi kesinlikle gelip dersi dinleyeceksin, oturacaksın, Kur’an öğreneceksin, ezberleyeceksin diye zorlayamayız. Ders yapmaya zaten beraber istişare ederek karar verdik. Denetimli serbestlikten gelen bütün arkadaşlarımız gönüllü olarak derslerimize katılıyorlar.”

Denetimli serbestlik kapsamında camide görev alanlar arasında teknik elemanların da bulunduğunu dile getiren Yıldırım, bu kişiler sayesinde caminin kalorifer sistemini yenilediklerini, tadilat gereken yerlere tadilat yaptıklarını ve böylece yüklü maliyetlerden kurtulduklarını bildirdi.

“SEVGİYE, KARDEŞLİĞE, DOSTLUĞA İHTİYAÇLARI VAR”

Kentteki diğer camilerde de denetimli serbestlik kapsamında görev alan hükümlülerin olduğunu anlatan Yıldırım, hükümlülerin topluma kazandırılmasının önemine dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Eğer biz onlara camimizi, gönlümüzü açmazsak, topluma kazandırmazsak yine başka işler yapabilirler. Bunların sevgiye, kardeşliğe, dostluğa ihtiyacı var. Onları kazanmamız, toplumumuza, milletimize kazandırmamız lazım. Denetimli Serbestlik Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum, camimizde hiçbir zaman eleman eksik etmiyorlar. Yeni gelen arkadaşımız da zaten gruba, camimize geldiği zaman bakıyor ki diğer arkadaşlar ders yapıyor, çalışma düzeni belli, onlar da aynı şekilde çalışmaya başlıyorlar.”

“TOPLUMDAN DIŞLANMAK İSTEMİYORUZ”

Denetimli serbestlik kapsamında camide görev alan hükümlülerden Ersin Karabulut ise uygulamayı çok güzel bulduğunu söyledi.

Kur’an-ı Kerim okumayı bildiğini, uygulama sayesinde eksikliklerini giderdiğini aktaran Karabulut, “Kendimize çeki düzen vermemiz anlamında güzel bir uygulama oluyor. Diğer arkadaşlarıma da kesinlikle tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Arkadaşlarına da yardımcı olmaya çalıştığını ifade eden Karabulut, “Biz artık topluma girmek istiyoruz, toplumdan dışlanmak istemiyoruz. Burada öğrendiklerimizi bir belgeyle pekiştirip, imam veya müezzin olarak görev alma talebim var. Bu uygulama hem hayata tutunmamız anlamında güzel oluyor hem de ekmek kazanmış oluyoruz.” diye konuştu.

Karabulut, zaman zaman sosyal aktiviteler düzenleyerek arkadaşlarıyla aralarındaki dostluk ve kardeşlik bağlarını güçlendirdiklerini de sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.