Hem Hafız Adayları Hem Hocaları Görme Engelli

Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu’nda sadece İstanbul'da oturan değil, Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, doğuştan ya da hastalık sonucu görme engelli öğrenciler eğitim görüyor.

Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu’nda sadece İstanbul’da oturan değil, Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden gelen, doğuştan ya da hastalık sonucu görme engelli öğrenciler eğitim görüyor.

Küçükçekmece’deki Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu’nda, görme engelli öğrenciler, kendileriyle aynı kaderi paylaşan görme engelli bir hocadan Braille alfabesiyle Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenip hafız oluyor.

Halkalı’daki Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu, 2012 yılında hizmete girdi. Aynı anda 100 öğrenciye hizmet sunulan kursta, 2013 yılından bu yana da görme engellilere Kur’an eğitimi veriliyor. Kurs, görme engelli öğrencilere Kur’an öğretilen tek kurs olma özelliği taşıyor. Sadece İstanbul’dan değil, Türkiye’nin ve dünyanın farklı yerlerinden engelli hafız adaylarını buluşturan yatılı kursta, sesli kütüphane, kabartma ve sesli veri hazırlama birimleri de bulunuyor.

Kursa gelen görme engelli öğrenciler, ilk olarak Braille alfabesi ile Türkçe, sonra Arapça okuma öğreniyor ve Kur’an-ı Kerim eğitimine başlıyor. Şu anda Çamlıkaltı Kursu’nda, yaşları, ırkları farklı, doğuştan ya da hastalık sonucu engelli olan 8 öğrenci eğitim alıyor. Üstelik de hocaları da kendileri gibi aynı kaderi yaşayan bir görme engelli.

“HER HAFIZ KENDİ HAFIZINI YETİŞTİRMEK İSTER”

Görme engelli hafız adaylarının görme engelli hocası Ali Duman, AA muhabirine Kur’an-ı Kerim öğrenirken ve öğretirken neler hissettiklerini anlattı.

Duman, 2,5 senedir Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu’nda çalıştığını belirterek, geçen sene salgın nedeniyle Türk öğrencilere değil, sadece Sudan’dan gelen iki öğrenciyi hafızlık diploması verdiklerini söyledi.

Bu yıl 8 görme engelli öğrencisi olduğunu, bazısının hiç Kur’an-ı Kerim okumayı bilmediğini dile getiren Duman, Kur’an öğretme sürecini şöyle ifade etti:

“Kursta ilk olarak kabartma bilmeyenlere kabartmadan Türkçe yazıyı, ardından kabartmadan elifba öğretiyoruz. Bir sene bitince durumuna göre diğer hocalarımızla hafızlık eğitimlerine koordineli olarak devam ediyoruz. Bu projede diğer öğrencilerle kaynaştırma şeklinde hafızlık eğitimlerini yaptırıyoruz. Eğer hafızlık yerine Arapça okumak isteyenler olursa onlar da kursumuzun Arapça bölümünde eğitimlerine devam ediyor.”

Kendisinin de görme engelli bir hafız olduğunun altını çizen Duman, şunları kaydetti:

“Ben doğuştan görme engelliyim. Benim gibi görme engelli hafızlar yetiştiriyorum. Her insan kendi yaptığı mesleği en güzel şekilde yapmak ister. Biz de burada hakikaten çok kıymetli hafızlar yetiştiriyoruz. Ben görmeyen hocalarla okumadım, görmeyen hocalarla hafızlık yaptım. Bunun birtakım dezavantajları oluyor. Çünkü hocalar yazıları bilmedikleri için bazı yerleri mantığını anlamadan ezberleyip geçiyorduk. Ancak şimdi biz kabartmaya hakim olduğumuz için bu arkadaşların kafasında hiçbir soru işareti kalmadan öğretiyoruz ve en güzel şekilde öğreniyorlar. Bu çok farklı bir duygu. Her hafız kendi hafızını yetiştirmek ister. Allah’ta burada bunu bize nasip etti. Şu ana kadar birçok hafız yetiştirdik.”

“KURS BANA REHBER OLDU”

17 yaşında görme engelli Eray Öğün, Manisa’dan İstanbul’a hafızlık eğitimi için geldiğini anlattı.

Göremediği için daha önce hafızlık eğitimi alamayacağını düşündüğünü belirten Öğün, “Şu an yapabileceğime inanıyorum, burada olmaktan da mutluyum. Buradaki hocalar bana çok destek oldular.” dedi.

Öğün, hafızlığını artık tamamlayabileceğine inandığını aktararak, “Hafız olduktan sonra ben de Ali hocam gibi hafızlar yetiştirmek istiyorum. Ben de doğuştan görme engelleyim ve az ışık görüyorum. Böyle olmaktan mutluyum. Böyle yaşamak, sosyal olmak zorundayız. Buraya gelip hafızlık yapabilirsiniz, sosyal hayatını kurabilirsiniz. Kurs bana rehber oldu.” diye konuştu.

Bir başka hafız adayı ise Zonguldak’tan gelen Irak asıllı Müslim Adil. 20 yaşındaki Kur’an öğrencisi 3 yaşında başlayan göz tansiyonu nedeniyle şu an ancak yüzde 2 görebildiğini ifade etti.

Kurs ortamını çok sevdiğini, Kur’an-ı Kerim’i çok öğrenmek istediğini vurgulayan Adil, “Kursta eğitimler çok güzel. Kursta Arapça harfleri kabartmadan öğrendim. Ali hocayla aram çok iyi. Bize çok yardımcı oluyor.” ifadelerini kullandı.

“AMACIM HAFIZ OLUP KUR’AN-I KERİM’İ YAŞAYIP ÇEVREMDEKİLERE AKTARMAK”

Doğuştan görme engelli 18 yaşındaki Selim Baysan, Sakarya’dan hafızlık eğitimine geldiğini anlattı.

Hafız olmayı çok istediğini dile getiren Baysan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Amacım hafız olup önce Kur’an-ı Kerim’i kendim yaşayıp, uygulayıp bunu çevremdekilere aktarmak. Görme engellilere bazı tavsiyelerim var. Benim aslında sosyal yaşantım yoktu. Buraya geldikten sonra bir şeylerin farkına vardım. Eve kapanmak bir şey değiştirmiyor, yaşam devam ediyor. İllaki bir yerlere gitmek, bir şeyleri kendi başınıza öğrenmeniz gerekiyor.”

Diyarbakır’dan İstanbul’a gelen doğuştan görme engelli Abdüsselam Güzeç, hafız olmak için kursa geldiğini, hafız olunca kendisi gibi başkalarına bu eğitimi vermek istediğini sözlerine ekledi.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA BRAİLLE ALFABESİ İLE BASIM KUR’AN-I KERİM YOLLUYORLAR

Çamlıkaltı Erkek Kur’an Kursu Yöneticisi Selahattin Yerlikaya da kurslarında 2013 yılında görme engelli öğrencilere Kur’an-ı Kerim eğitimi verilmeye başlandığını, 2014 yılında kalıcı eğitime geçtiklerini söyledi.

Kur’an kurslarında görme engelli öğrencilere her alanda eğitim verdiklerini belirten Yerlikaya, “Kursumuzdan bugüne kadar 11 görme engelli öğrencimizi mezun ettik. Ayrıca 100’den fazla görme engelli öğrencimiz de Braille alfabesiyle İslami bilimler alanında eğitim alarak buradan ayrıldılar.” diye konuştu.

Yerlikaya, kursta dünyanın farklı yerlerinden gelen öğrencilere de eğitim verdiklerini anlatarak, şöyle devam etti:

“Öğrencilerimizin tamamı yatılı. Bu dönem 8 görme engelli öğrencimiz var. Hafta başından cumartesiye kadar burada kalıyorlar. Yine kendisi görme engelli olan Ali hocamız onlara dini ve İslami bilimler konusunda eğitim veriyor, Kur’an-ı Kerim’i Braille alfabesiyle öğretiyor. Görme engelli öğrencilerimiz, diğer öğrencilerimizle kaynaşmak adına başka sınıflarda eğitimlerine devam ediyor. İsteyen öğrencilerimiz normal okul eğitimlerine buradan devam edebiliyor. Ayrıca Braille alfabesi ile basım matbaası merkezimizden dünyanın her yerine Kur’an-ı Kerim gönderiyoruz. Talebi olanlar bize sosyal medyadan ulaşabilirler.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

İSLAM’DA ÇOCUK EĞİTİMİ

İslam’da Çocuk Eğitimi

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.