Hem Kur'ân Öğren Hem Spor Yap!

Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın iş birliğiyle düzenlenen 'Yaz Kur'an Kurslarına Katılacak Çocuklara Spor Eğitimi Verilmesi Programı' kapsamında, on binlerce çocuk hem sporla tanıştırılacak hem de kurslarda Kur’ân eğitimi verilecek.

Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, bu yıl 23 Haziran'da başlayacak ve 3 dönem halinde gerçekleştirilecek yaz kursları Türkiye’de bütün illerde uygulanacak.stadyumsevin

Kurslar, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlükleri ile Müftülükler arasındaki koordinasyon sonucu spor dalına uygun mekanlarda

Bakanlık bünyesindeki antrenörler tarafından düzenlenecek. Geçen yıl 35 spor branşında verilen eğitimler, bu yıl 57 branşa çıkarılacak. 2013'te 56 bin 374 çocuğu Kur'an ve spor eğitimiyle buluşturan kurslara bu yıl da çok sayıda katılımın olması bekleniyor.

SPOR YAPAN VE DİNİNİ ÖĞRENEN GENÇLER

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, konuya ilişkin yaptığı açıklamamada, projenin birden çok kazanımı beraberinde

getirdiğini söyledi. Gelecek nesillerin her anlamda kendisini yetiştirebilmesi noktasında Bakanlık olarak çalışmalara en üst seviyede devam edeceklerini belirten Kılıç, "Diyanet İşleri Başkanlığımız ile güzel bir çalışmayı beraber hayata geçirdik. Yaz aylarında çocuklarımızın hem dini vecibelerini öğrenebileceği hem de sporun hemen hemen tüm branşlarıyla tanışabileceği bu uygulamanın çok olumlu sonuçlar doğuracağına inancım tam" dedi.

Bakan Kılıç, proje kapsamında çocukların erken yaşlarda sporla tanışacağına işaret ederek, "Bizler için bu çok önemli. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak sporu bir yaşam kültürü haline getirmek adına çalışmalarımız devam ediyor. Milli değerlerine bağlı, dininin gereklerini iyi bilen nesillerin ülkemizi çok daha aydınlık yarınlara taşıyacağına inanıyorum" dedi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.