
Her Bir Müslümanı Kendinden Öne Koyan İnsan
Her bir Müslümanı kendinden öne koyan bir insan: Hz. Ömer’in (ra.) bu husustaki hassâsiyetine dair bir misal.
Nebevî ahlâk ile ahlâklanmış olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-, geceleri bilhassa kenar mahalleleri dolaşarak dâimâ muzdariplerin civârında bulunmuş, halkın muhtaçlarına sırtında çuvalla un taşımıştır. Onun bu husustaki hassâsiyetini ifâde eden şu hâl ne kadar ibretlidir:
HER BİR MÜSLÜMANI KENDİNDEN ÖNE KOYAN İNSAN
Utbe bin Ferkad anlatıyor:
Bir seferinde Hazret-i Ömer’e hurma ve yağdan yapılan birkaç sepet helva götürdüm. O, bana bunların ne olduğunu sorunca ben de:
“–Yiyecek, sana getirdim. Çünkü sabahtan akşama kadar halkın işleriyle uğraşıyorsun. İstedim ki evine döndüğünde iyi bir gıdâ alarak kuvvetini koruyasın.” dedim.
Hazret-i Ömer, sepetlerden birinin ağzını açtı ve:
“–Ey Utbe, Allah aşkına söyle! Bunlardan her bir Müslümana bir sepet verdin mi?” diye sordu.
“–Ey Mü’minlerin Emîri! Kays Kabîlesi’nin bütün mallarını harcasam yine de her Müslümana bir sepet helva veremem.” dedim. Bunun üzerine Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-:
“–Öyleyse bana da lâzım değil.” dedikten sonra kuru ekmek ve sert etlerle yapılmış bir sahan tirit getirtti… Sonradan bana, etlerin iyi taraflarını uzaklardan gelen Müslüman misafirlere yedirdiğini, sert yerlerini ve sinirlerini kendisinin yediğini söyledi… (Ali el-Müttakî, XII, 627/35936)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, 12 Saadet Damlaları, Erkam Yayınları
YORUMLAR