Her Gün Sevap İşleyen Zât
Büyükler, “hizmetin büyüğü küçüğü olmaz” diyerek, her hizmetin hakikatte büyük olduğuna işaret etmişlerdir. Zira Hakk’ın rızasının hangi amelde gerçekleşeceği bilinemez. Öyleyse her bir hizmete, rızâ-yı ilâhîye vesile olacak nazarıyla bakabilmelidir.
Hazreti Ömer (radıyallâhu anh) anlatır:
“Hazreti Ebû Bekir’in hilâfeti zamanında, Medîne’nin kenar mahallesinde âmâ ve ihtiyar bir kadın vardı. Her gün ona uğrayarak ihtiyacını görmek isterdim. Fakat her gittiğimde, benden önce birinin gelerek lüzumlu işleri yaptığını, bu düşkün insanın ihtiyaçlarını karşıladığını görürdüm.
Birgün merak ettim. “Acaba her gün bu sevabı işleyen zât kimdir?” diye düşündüm ve erkenden giderek bir yere saklandım. Bir de ne göreyim; hergün gelip kadının işlerini gören o sâlih zât, Halîfe Ebû Bekir imiş. Karşımda onu görüverince büyük bir şaşkınlık içinde:
“Hayatıma yemin olsun ki o sensin?” dedim.”[1]
İnsan hangi makamda bulunursa bulunsun, hizmetin hiçbir çeşidini küçük görmemelidir.
Hayır hizmetleri, reklam yapılarak icra edilmemelidir. Zira böyle bir durumda ihlâsı muhafaza etmek zorlaşır. İhlasla yapılmayan amel ise Hakk’ın katına yükselemez.
[1] Suyûtî, Tarîhu’l-hulefâ, s. 80.
Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları