Her Harfi Bin Mucize
Kur’ân, murâd-ı ilâhîyi ifâde eder. Onun her harfinde bin bir mûcize gizlidir. Kim Kur’ân’a daha yakınsa Allâh’a daha yakındır. Allâh’a yakın olan da Kur’ân’ın hikmetine ve sırlarına nâil olur, tefekkürü derinleşir, takvâ üzere yaşar. Takvâ ile yaşayana da Allah, satırlarda olmayanı öğretir.
Âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:
“…Takvâ sahibi olun ki, Allah size (bilmediğinizi) öğretsin!..” (el-Bakara, 282)
SIR VE HİKMET HAZİNESİ
Kur’ân-ı Kerîm, tefekkür dünyasının derinliklerine açılan ihtişamlı bir kapıdır. Yerin-göğün lisânıdır. Kanayan ruhlara şifâ, yorgun gönüllere safâ bahşeden ilâhî sır ve hikmetler hazinesidir.
KUR'AN İLE MEŞGULİYET BAHTİYARLIĞI
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir gün mescide girince halka hâlinde oturmuş iki grupla karşılaştı. Gruplardan biri Kur’ân-ı Kerîm okuyor ve Allah Teâlâ’ya duâ ediyordu. Diğeri ise ilim öğreniyor ve öğretiyordu. Bunu gören Nebiyy-i Muhterem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Bunların hepsi hayır üzeredirler. Şunlar Kur’ân-ı Kerîm okuyor ve Allah Teâlâ’ya duâ ediyorlar. Allah dilerse onlara (istediklerini) verir, dilerse vermez. Şunlar da ilim öğrenip öğretiyorlar. Ben de ancak bir muallim olarak gönderildim.” buyurdu ve hemen ilimle meşgul olanların yanına oturdu. (İbn-i Mâce, Mukaddime, 17)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âlemlere Rahmet: Hz. Muhammed, Erkam Yayınları