Her İnsan Müslüman mı Doğar?
Her insan İslâm fıtratı üzere dünyaya gelir. Daha sonra nefis ve şeytan insanın fıtratında kaymalara sebep olur.
Anne-baba, arkadaş, muhit, toplum ve okul gibi dış tesirlerle, bunları lehinde veya aleyhinde değerlendirecek olan irade, fıtrata müspet veya menfi yönde müdahalede bulunur.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“(Ey Rasûlüm!) Muhakkak ki senin için tükenmeyen bir mükâfât vardır. Şüphesiz sen büyük bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 3-4) Rasûlullah (sav) buyurdular:
ÂHİRETTE EN KIYMETLİ ŞEY
“Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.” (Muvatta’, Hüsnü’l-huluk, 8) Peygamber Efendimiz (sav), hadîs-i şerîflerinde buyurmuşlardır: “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi ne güzel yaptı.” (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 12) “Kıyâmet günü, mümin kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allâh Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr, 62) “Ben, güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.” (İmâm Mâlik, Muvattâ, Hüsnü’l-hulk, 8)
Târihte, hâyâtının tamamı en ince teferruâtına kadar tesbît edilebilen tek peygamber ve tek insan, Hz. Muhammed Mustafa (sav)’dir. Onun bütün söz, fiil ve duyguları anbean kaydedilerek târihe bir şeref levhası hâlinde geçmiştir. Hz. Peygamber'deki “üsve-i hasene”, yâni örnek şahsiyet, bütün bir beşeriyyet için zirve teşkîl etmiştir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmandan İhsana Tasavvuf, Erkam Yayınları
YORUMLAR