Her Nefis Ölümü Tadacaktır
Ölümden kaçmak mümkün müdür? “Her canlı ölümü tadar” ayetini nasıl anlamalıyız?
“Ben, cinleri ve insanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.” (ez-Zâriyât, 56) buyuran Yüce Rabbimiz, bizlerden yalnızca ibadet ve kulluk istiyor. Bunun neticesinde de mânen merhaleler katederek mârifetullâh’a nâil olmamızı, yani Rabbimiz’i kalben tanıyabilmemizi arzu ediyor.
Dolayısıyla, bir kimsenin şu fânî dünya misâfirhânesine geliş gâyesini, cihandaki mes’ûliyetini, hayata doğup bir müddet sonra ölümün girdaplarına atılmanın hikmetini bilmeden, gâfil bir yolcu edâsıyla hareket etmesi; ne hazin bir aldanıştır! Âhirette hesâbını vereceğini düşünmeden, dünyayı çirkin amellerin bir rezâlet meydanına çevirmek; ne acı bir hüsrandır! Bu hüsrandan kurtulabilmek, ancak sayılı nefesleri ebediyet yolculuğunun saâdet hamleleri olarak değerlendirebilmekle mümkündür.
HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR
Şüphesiz ki her hayat seyyâhının muhakkak başına gelecek olan “ölüm” bütün idrâk sahiplerinin çözmeye mecbur bulunduğu bir muammâdır. Nitekim Enbiyâ sûresinin 35. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:
“Her canlı ölümü tadar. Bir imtihan olarak sizi hayırla da şerle de deniyoruz. Ve siz ancak Bizʼe döndürüleceksiniz.”
Mülk suresinin 2. âyetinde de:
“O ki hanginizin daha güzel davranacağını denemek için ölüm ve hayatı yaratmıştır...” buyrulmaktadır.
Yani ölüm, her fânî için kaçınılmaz bir istikbal gerçeğidir. Unutmayalım ki; ne dünyada ölümden kaçacak bir mekân, ne kabirde geri dönmeye imkân, ne de kıyâmetin şiddetinden sığınacak bir barınak vardır.
ÖLÜMDEN KAÇIŞ YOK
Kur’ân-ı Kerîm, ölüm hakîkatinden kaçmak isteyenlere şöyle seslenir:
“De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allâh’a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.” (el-Cum’a, 8)
“(Ey Resûlüm!) De ki: Nerede olursanız olun, ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile!..” (en-Nisâ, 78)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Ebediyet Yolculuğu, Erkam Yayınları
YORUMLAR