Her Yaşlıya Maaş Var

Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan gelir ve aylık almayan, sigortalı çalışması bulunmayan, muhtaç olduğuna karar verilen 65 yaşını tamamlamış kişilere maaş ödeniyor. Bu maaşı almak artık daha kolay.

Önceden hanedeki herkesin gelirine bakılıyordu. Şimdi 65 yaş aylığına hak kazanan kişinin eşinin gelirine (kira gibi) bakılacak. Eğer kişi başına düşen gelir 392 liranın altındaysa maaş bağlanacak. 65 yaş aylığı alabilmek için öncelikle 65 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. 65 yaşını tamamlayacak olan maaş alabilir. Ayrıca, 65 yaşını doldurmuş olan kişinin aylık alabilmesi için hiçbir sosyal güvencesi olmayacak. Yani emekli olan, Sosyal Güvenlik Kurumu'dan (SGK) dul veya yetim aylığı alan, herhangi bir işte çalışan maaş alamaz. Bunun yanında, nafaka alan kişiler de 65 yaş aylığından yararlanamaz.

SAĞLIK DA ÜCRETSİZ

Posta'da yer alan habere göre; aylıklar Mart, Haziran, Eylül, Aralık olmak üzere üçer aylık dönemler halinde ödeniyor. Aylık tutar 217.48 TL olurken, üç aylık tutar 652.44 TL. Para, Ziraat Bankası'ndan ya da PTT'den çekilebiliyor. 65 yaş aylığı almaya hak kazanan kişilere yeşil kart çıkarılıyor. Yani sağlık ücretsiz. Türkiye'de 65 yaşın üzerinde 7 milyondan fazla kişi var. Bunların yarısının bakıma muhtaç olduğu ifade ediliyor.

GEREKEN EVRAKLAR?

65 yaş aylığını alabilmek için adresin bağlı bulunduğu kaymakamlıklardaki 'Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na başvuruda bulunulması gerekiyor.

Gerekli evraklar:

Valilik veya kaymakamlıklara bağlı defterdarlık veya mal müdürlüklerinden alınan 65 aylığı başvuru formu.

Muhtarlıktan alınan detaylı ikamet adresi

Vukuatlı nüfus örneği.

3 adet vesikalık fotoğraf.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.