Her Yaştan Suriyeli Yetim ve Öksüz Var

Suriye'deki iç savaşta anne ve babalarını kaybeden yetişkinler ile çocuklar, yakınlarıyla geldikleri Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde yaşamların sürdürmeye çalışıyor.

Can güvenlikleri için yakınlarının yanına yerleşen savaşın kimsesizleri, anne ve babalarından o günlerin anısı olarak hatıra kalan eşyaları ve fotoğraflarıyla mutlu olmaya çalışıyorlar. Sığındıkları Reyhanlı'da kendilerine yeni bir yaşam kuran Suriyeli aileler, yaşadıkları acı dolu günleri ise unutamıyor.

Aileler, hayırseverlerin destekleri ve günübirlik işlerde çalışarak ihtiyaçlarını gideriyor.

SAVAŞ HEM EŞİMİ HEM BABAMI ALDI

Ride Almadı (32) savaşın kendisinden hem eşini hem de babasını aldığını söyledi.

Yaklaşık 3,5 ay önce Hama'dan Reyhanlı'ya geldiklerini anlatan Almadı, "Biz ailemizle ülkemizde sonuna kadar dayandık. Eşimi ve babamı aynı gün varil bombası yüzünden kaybettim. 4 çocuğumla birlikte tutunacak dalımız kalmadığı için Reyhanlı'ya geldik." dedi.

TÜM AİLEMİ SAVAŞTA KAYBETTİM

Sihem Aburas da (31) eşinin keskin nişancılar tarafından öldürüldüğünü, babası ve annesinin de varil bombalı saldırıda hayatını kaybettiğini anlattı.

Yaklaşık 8 ay önce Reyhanlı'ya geldiği bilgisini veren Aburas, "Bir kızımla hayatımızı daha önceden Reyhanlı'ya gelen yakınımızın yanında sürdürüyoruz. Tüm ailemi savaşta kaybettim. Bir hafta arayla annem, babam ve eşim yitip gitti. Oldukça zor dönemler yaşadık, kızımla can güvenliğimiz için kaçtık." diye konuştu.

CANLARIMIZI VARİL BOMBALAR ALDI

Mune Abdullah da (17) babası ve kardeşini savaşta kaybettiğini söyledi.

Bir yıl önce Reyhanlı'ya gelen Abdullah, "Canlarımızı varil bombaları aldı. Onların yokluğuna alışmak zor. Annemle birlikte bir yıldır burada yaşıyoruz. İçimdeki yangın hiçbir zaman geçmeyecek." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.