Her Zaman Huzurda Duran İrade

Kaza ve Kadere İman

Allah dostları için cüz’î irâde yok hükmündedir. Zira onlar daima Allâh’ın huzurunda bulunurlar.

On dokuzuncu asrın meşhur mutasavvıflarından Şeyh Muhammed Nûru’l-Arabî’nin, “beşerî irâde”yi, yâni cüz’î irâdeyi inkâr ettiği yolunda bir dedikodu yayılır. Bunu duyan Sultan Abdülmecid Han, Hazret-i Pîr’in huzur derslerine çağrılmasını ve orada kendisine bu meselenin sorulmasını irâde buyurur. Ferman yerine getirilerek Şeyh huzur dersine dâvet edilir. Orada kendisine meselenin keyfiyeti suâl olunduğunda Hazret şöyle cevap verir:

“Ben umûmî mânâda irâde-i cüz’iyye yoktur deyip onu inkâr etmedim. Ancak bir kısım insanlar için onun âdeta yok hükmünde olduğunu söyledim. Çünkü evliyâullâhın büyükleri, dâimâ huzûr-i ilâhîde olduklarının idrâki içinde yaşadıkları için irâde-i cüz’iyyelerinde de tezâhür imkânı yok denilecek kadar azdır. Bu sebeple her hâlükârda kendi irâdelerine değil, mülkünde bulundukları Cenâb-ı Hakk’ın irâdesine tâbî olarak hareket ederler. Aksi hâlde, edebe mugâyir davranmış ve kusur işlemiş olurlar.

Meselâ bizler şimdi pâdişâhın huzûrundayız. «Gel» denilir geliriz; «git» denilir gideriz. İrâdemizi, bizi kuşatan pâdişâh irâdesine rağmen isteğimize göre kullanmamız mümkün değildir. Oysa bir de dışarıdaki gâfillere ve diğer mahlûkâta bakın; gâyet serbest ve irâdelerinde hürdürler.”

Aldığı cevaptan memnun kalan pâdişah, Şeyh Muhammed Nûru’l-Arabî’ye ihsan ve ikramda bulunmuştur.

Allâh’ın, her zaman ve mekânda hâzır ve nâzır olduğunun şuur ve idrâkiyle yaşayan ihsân ve murâkabe ehli has kullar, kendi arzuları yerine, her hâlükârda ilâhî irâdeye râm olurlar.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

ALLAH’IN İNSAN İÇİN TAKDİR ETTİĞİ FİİLLER

https://www.islamveihsan.com/allahin-insan-icin-takdir-ettigi-fiiller.html